Uzmanlar; bahar alerjilerinden korunmak için, polen yoğunluğunun fazla olduğu günlerde dışarı çıkılmamasını öneriyor
İlkbahar ayları doğanın canlanmasını beraberinde getirirken, bazı kişiler için de alerjik reaksiyonlar başlıyor. Polenlerin yoğunlaştığı ilkbahar mevsimi, gözlerde kaşıntı, burun akıntısı ve hapşırma gibi şikâyetlerle kendini gösteriyor. Alerjik rinit olarak adlandırılan bu durum, bahar nezlesine yol açarken, kişilerin yaşam kalitesini de olumsuz yönde etkiliyor. Ayrıca, alerjik nezle tedavi edilmediğinde astım gibi daha ciddi solunum yolları hastalıklarına zemin hazırlayabiliyor. Son yıllarda iklim değişikliği nedeniyle alerjik hastalıkların artış gösterdiği gözlemleniyor. Polen sezonlarının daha erken başlaması ve daha uzun sürmesi, alerji şikayetlerini artırıyor. Alerjik nezleye karşı tedbirli olmak, sağlık açısından büyük önem taşıyor. Uzmanlar, bahar alerjilerinden korunmak için, polen yoğunluğunun fazla olduğu günlerde dışarıda vakit geçirmekten kaçınılması öneriyor.
BAHARIN GELİŞİYLE ALERJİLER DE BAŞLADI
İlkbaharın gelişiyle doğa uyanırken, pek çok kişi için bu mevsim burun akıntısı, gözlerde kaşıntı ve sık sık hapşırma gibi alerjik belirtileri de beraberinde getiriyor. Özellikle rüzgarlı ve güneşli günlerde polen yoğunluğunun artması, bahar nezlesi olarak bilinen alerjik rinit vakalarının çoğalmasına neden oluyor. Uzmanlara göre bu durum, bireylerin günlük yaşam kalitesini etkiliyor. Alerjik bahar nezlesi, burun mukozasının alerjenlere karşı geliştirdiği iltihaplanma sonucu ortaya çıkıyor. Sürekli hapşırma, burun kaşıntısı, su gibi burun akıntısı ve tıkanıklıkken sık rastlanan belirtiler arasında yer alıyor. Bu rahatsızlık, genellikle polen gibi çevresel tetikleyicilere karşı hassasiyeti olan bireylerde, özellikle ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde görülüyor.
ALERJİK NEZLE, ASTIM İÇİN RİSK FAKTÖRÜ OLABİLİR
Ailesinde alerjik nezle, astım ve egzama gibi hastalıklar bulunan bireylerin çocuklarında bu hastalıklara yakalanma riski daha yüksek. Alerjik nezle tedavi edilmediğinde ise ilerleyen dönemlerde astım gibi alt solunum yollarını etkileyen ciddi rahatsızlıklara zemin hazırlayabiliyor. O sebeple de, alerjik semptomlar gösteren bireylerin hekim kontrolünde tedaviye başlaması gerekiyor. Uzmanlar, alerjik bahar nezlesinin bulaşıcı bir hastalık olmadığını özellikle dile getiriyor. Tedavi suresi boyunca hastanın bilinçlendirilmesi, hangi alerjenlere karşı duyarlı olduğunun belirlenmesi ve bu alerjenlerden mümkün olduğunca uzak durulması büyük önem taşıyor. Gerekli durumlarda ilaç tedavisi uygulanırken, kalıcı çözüm sağlamak amacıyla “alerjen immünoterapi” yani halk arasında bilinen adıyla “alerji aşısı” önerilebiliyor.
ALERJİK NEZLEDE ENDİŞE VERİCİ ARTIŞ
Son yıllarda küresel ölçekte etkisini hissettiren iklim değişikliği, alerjik hastalıkların yaygınlaşmasında önemli bir rol oynuyor. Yapılan araştırmalar, alerjik nezle vakalarının son 10 yılda ciddi bir artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Türkiye’de çocuklarda görülme oranı yüzde 2,9 ile yüzde 39,9 arasında değişirken, yetişkinlerde ise bu oran yüzde 1,6 ile yüzde 27,7 arasında seyrediyor. Uzmanlar, bu artışın arkasında çevresel faktörler ve özellikle iklim değişikliğinin etkili olduğunu belirtiyor. Artan karbondioksit seviyeleri, bitkilerin daha hızlı büyümesine ve daha fazla polen üretmesine neden oluyor. Bu da insanların polenlere daha uzun süre ve daha yoğun şekilde maruz kalmasına yol açıyor. Ayrıca polen sezonlarının daha erken başlaması ve daha uzun sürmesi de alerji şikayetlerini artırıyor.
BAHAR ALERJİSİNDEN KORUNMAK MÜMKÜN
Alerjik nezleye karşı alınabilecek bazı basit önlemler şikâyetleri hafifletme de etkili olabilir. Uzmanlar, bahar alerjisi olan kişilerin, polen miktarının yoğun olduğu günlerde mümkünse dışarı çıkmaktan kaçınmasını öneriyor. Eve geldikten sonra giysileri değiştirmek, elleri ve yüzü yıkamak gerekiyor. Sabah erken saatlerde ve rüzgarlı havalarda pencere açmamak şikayetleri büyük ölçüde düşürüyor. Bunların yanı sıra uzmanlar, araçlarda polen filtrelerinin kullanılmasına özen gösterilmesi gerektiğini belirtiyor. Ayrıca uzmanlar, alerji ilaçlarını doktorun önerdiği şekilde düzenli olarak kullanmak gerektiğini vurguluyor.
Kaynak:Rüveyda Aslıipek
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.