Başkan sebep bulur, vatandaş ezilir.

Ankara’da trafik artık sadece bir sorun değil, bir günlük kâbus hâline geldi. Vatandaş çözüm beklerken, yetkililer sebep üretmekte ustalaşmış durumda.

Sayın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş Bey;

Ankara’da trafik artık bir kader değil, bir işkence hâline geldi.

Şehrin ana arterleri durdu, ara sokaklar tıkanıyor, toplu taşıma çare olamıyor.

İnsanlar adeta direksiyon başında ömür tüketiyor.

Ankara’da trafik artık sabrın değil, çaresizliğin ölçüsü hâline geldi.

Şehir nefes almıyor, yollar akmıyor, insanlar ilerlemiyor.

Sabahın köründen gecenin bir yarısına kadar Ankara’nın her kavşağında aynı manzara: kontağı kapatıp kaderine razı olmuş binlerce insan…

Belli ki hayat akıyor, sorunlar çıkıyor, şartlar değişiyor.

Ama yöneticilik dediğiniz şey de tam burada başlıyor:

Sorunları görmek değil, çözmek.

Ne var ki son zamanlarda siz, çözüm üretmek yerine trafik için sebep üretmekte olağanüstü bir maharet sergiliyorsunuz.

Bir bakıyoruz “altyapı çalışması” diyorsunuz,

Ertesi gün “nüfus arttı”,

Bir başka gün “araç sayısı yükseldi”,

Bazen “hava şartları”,

Bazen de “şehrin yapısı…”

Ankaralı soruyor: Sayın Başkan, bu trafiğe çare var mı, yoksa biz bu sebeplerle avunarak mı yaşayalım?

Vatandaş direksiyon başında saatlerini tüketirken sizden “ikna edici gerekçeler” değil, ikna edici çözümler duymak istiyor.

İnsanların beklentisi çok basit: Her gün trafik çilesinin ortasında “Bu sorunların nedeni çok mantıklı, ben razıyım” demek zorunda bırakılmak değil.

Şehrin sokakları kilitlenmişken, insanlar işe yetişemiyorken, ambulanslar bile zamanla yarışırken Ankaralı doğal olarak soruyor:

Bizden tam olarak ne istiyorsunuz?

Daha da erken çıkmamızı mı?

İşe yürüyerek gitmemizi mi?

Yoksa trafiğin içinde dişimizi sıkarak “Sayın Başkan mutlaka bir sebep bulmuştur” diye kendimizi mi teselli etmemizi?

Kusura bakmayın ama Ankara’nın hali ortada:

Başkan makamında huzurlu…

Vatandaş trafikte hüzünlü.

Siyaset sonuçla ölçülür Sayın Mansur Bey.

Mazeretle değil.

Sebep anlatmakla değil.

Şehirdeki hayatı kolaylaştırmakla…

Ankara’nın artık dayanacak gücü kalmadı.

Bu şehir sizden polemik değil, plan istiyor.

Gerekçe değil, çözüm istiyor.

Ve her şeyden önemlisi, çile değil, akıcı bir Ankara istiyor.

Top artık sizde Sayın Başkan.

Ve bu kez kale direkleri bahane etme lüksünüz yok.