Labubu bebeklere ilgi patladı: Uzmanlar nedenini açıkladı
Günümüzde sosyal medyanın şekillendirdiği tüketim davranışları, bireylerin yalnızca estetik zevklerini değil, aynı zamanda psikolojik dünyalarını da yansımaya başladı. Son dönemde, Uzak Doğu’dan tüm dünyaya yayılan ve sosyal medyada hızla popülerleşen Labubu bebekleri, Türkiye’de de büyük bir ilgi ve merak uyandırdı. Bu minik figürler, yalnızca dikkat çekici görünümleriyle değil, aynı zamanda yüksek fiyatlarıyla da gündeme geldi. Sosyal medya platformlarında hızla yayılan paylaşımlar, Labubu bebekleri bir trend haline getirirken, koleksiyoncular ve meraklıları için adeta bir fenomen oluşturdu. Uzman Klinik Psikolog Sümeyye Özcan, Labubu bebeklere gösterilen ilgi ve nedenlerine ilişkin Ulus’a açıklamalarda bulundu. Bu hobilerin maddi dengeleri bozmadığı ve sosyal ilişkileri olumsuz etkilemediği sürece zararsız olduğunu kaydeden Özcan, “Kompulsif satın alma eğilimi olan kişilerde, bu tarz sınırlı üretim ürünler dopamin bağımlılığını tetikleyebilir” dedi.
SOSYAL MEDYANIN YENİ FENOMENİ: LABUBU
Son günlerde sosyal medya platformlarında gündemden düşmeyen Labubu figürleri, kullanıcıların ilgisini çekiyor. Çocuklardan yetişkinlere kadar her yaş grubundan bireyin dikkatini çeken bu peluş karakter hakkında görüşlerine başvurduğumuz Uzman Klinik Psikolog Sümeyye Özcan, “Son haftalarda sosyal medyada karşımıza çıkan peluş görünümlü, iri kulaklı ve sürekli gülümseyen garip bir karakter var: Labubu. Kimileri ona bakınca ‘ne kadar tatlı’ diyor, kimileri ise ‘bana biraz ürkütücü geliyor’ diye yorum yapıyor. Aslında bu zıt tepkiler, Labubu’nun neden bu kadar ilgi gördüğünün ipuçlarını da veriyor” ifadelerini kullandı.
LABUBU FİGÜRÜNÜN ARKASINDAKİ PSİKOLOJİ
Sosyal medyada hızla yayılan Labubu figürlerinin yalnızca sevimliliğiyle değil, tasarımındaki psikolojik etkilerle de dikkat çektiğini dile getiren Özcan, “Hong Kong merkezli POP MART’ın sınırlı sayıda ürettiği bu figür, sanatçı Kasing Lung’un hayal dünyasından çıkmış. Büyük gözler, belirgin dişler, masumiyet ile yaramazlığı aynı anda yansıtan yüz ifadesi. Tüm bunlar, beynimizde ‘garip ama sevimli’ olarak tanımlanan estetik kategorisini harekete geçiriyor. Psikolojide bu tür uyumsuz ama ilgi çekici tasarımlar, hem merak hem de duygusal bağ oluşturma eğilimini artırır” şeklide konuştu. Labubu’nun popülerleşmesinde sadece tasarım değil, pazarlama stratejisinin de etkili olduğunu kaydeden Özcan, şunları aktardı:
“POP MART, figürleri sınırlı sayıda üreterek koleksiyon değerini yükseltiyor. Bu da insanların kaçırma korkusunu (FOMO) tetikliyor. Özellikle TikTok ve Instagram’da figürlerini paylaşan binlerce kullanıcı, Labubu’yu bir oyuncaktan çok bir “aidiyet sembolüne” dönüştürüyor.”
“NEŞELİ BİR HAYAL DÜNYASINA TAŞIYOR”
Labubu figürlerine olan ilginin aslında modern hayatın stresinden bir kaçış olduğunu belirten Özcan, “Yetişkinler bile bu figürle çocukluk anılarını yeniden yaşıyor, kendilerini daha güvenli ve neşeli bir hayal dünyasına taşıyor” dedi. Bu tür figürlerin bireyde hem rahatlama hem de mutluluk hormonu salgılanmasını tetikleyebileceğini ifade eden Özcan, “Fiziksel olarak küçük ama duygusal olarak yoğun bağ kurulan objeler, insan beyninde bağlanma nesneleri gibi işlev görebilir. Tıpkı çocukların uyku arkadaşları ya da battaniyeleri gibi, yetişkinler de Labubu gibi figürleri bir tür “duygusal güven nesnesi” olarak konumlandırabilir” diye konuştu.
“DOPAMİN BAĞIMLILIĞINI TETİKLEYEBİLİR”
Bu hobilere yönelik önemli uyarılarda da bulunan Özcan, “Elbette bu hobi maddi dengeleri bozmadığı ve sosyal ilişkileri olumsuz etkilemediği sürece zararsız; aksine duygusal olarak besleyici. Ancak koleksiyonculuğun sınırdan çıkıp takıntıya dönüşme ihtimalini de unutmamak gerekiyor. Özellikle kompulsif satın alma eğilimi olan kişilerde, bu tarz sınırlı üretim ürünler dopamin bağımlılığını tetikleyebilir” ifadelerini kullandı. Labubu’nun sadece bir oyuncak olmadığını da söyleyen Özcan, “O, hem tatlı hem tuhaf olabilmenin özgürlüğünü simgeleyen, hem de yetişkinlerin bile masal dünyasına adım atabileceğini hatırlatan küçük bir fenomen. Belki de onu bu kadar çekici yapan şey, tam olarak bu çelişki: Hem gülümsetmesi hem de düşündürmesi” diyerek cümlelerini noktaladı.
Kaynak:Rüveyda Aslıipek
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.