Ateşi bol olsun. Dünyayı yakarsan o ateş bir gün seni yakacak. Dış Güçler Klişesi Bu Kez Amerika'nın Dilinde

ABD Los Angeles'taki eylemlerle yanıyor… Sokaklar alev içinde, toplumsal öfke ve korku sarmalında.

Ne diyeyim, acı bol olsun! Çünkü ateşle oynayan bir gün mutlaka o yanar.

Yıllardır "dünyanın jandarma" rolüne soyunan ABD, şimdi kendi içinde bir patlamanın ortasında.

Göçmen politikaları, ırkçılık, ekonomik adaletsizlikler ve toplumsal eşitsizlikler, bugün Amerikan sokaklarını yakıyor.

Ülkesine umutla gelen göçmenlerin yaşadığı mahalleler, artık birer isyan ve direniş sahnesi.

Oysa bu tablo bize hiç yabancı değil. Zira iki yıldır Gazze yanıyor, hem de ABD'nin himayesinde.

Yüzbinlerce insanın yaşadığı topraklarda ölüm, yıkım ve özgürlük hüküm sürüyor, dünyanın bu “büyük egemenliğinin” gücü sorgulanmıyor bile.

Hâlbuki Amerika, görünen kadar güçlü değil; kartondan yapılmış bir imparatorluk gibi, ama öyle bir korku salıyor ki, herkes onu gerçek sanıyor.

Tarih Türkiye'de yaşanan birçok olayın ardından "dış güçler" söylemiyle karşılaştık. Terör saldırıları, ekonomik krizler, toplumsal olaylar…

Hep bir “dış mihrak” vardı, ama o dış güçler hiçbir zaman ete kemiğe bürünmedi. Hep soyut, hep görünmeyen, hep belirsiz kaldı.

Türkiye'nin modern siyasal tarihindeki bu dış güçlerin anlatımı neredeyse bir klasik haline geldi.

Aydınlarımızdan siyasetçilerimize kadar birçok kişi, bir olayın iç olaylarında zorlandığında bu gizemli güçlere başvurdu.

Amerika, İsrail, İngiltere, Rusya gibi ülkelerin bu anlatımının özgün figürleriydi.

Bugün ise ilginç bir durumla karşı karşıyayız: Aynı söylemi bu kez ABD'nin başkanı kullanıyor.

Şeytan ABD başkanı Donald Trump, ülkelerde yaşananları “dış güçlere” bağlıyor.

Göçmenler baskınlara karşı patlak veren protestolar büyürken, California Valisi Gavin Newsom'un “iç savaş” uyarısı, Amerikan kamuoyunu derinden sarsıyor.

Sanatçı gösteri adamı Trump, Kuzey Carolina'daki bir askeri üste, kurşungeçirmez kamera arkasından yaptığı konuşmada “Los Angeles'ı özgürleştireceğiz.

Bölgede açıkça işgal ediliyor” diyor. Ne gariptir ki bu sözler bize hiç yabancı değil. Dün bizimkiler söylüyordu, bugün Trump söylüyor. Dış güçler…

Onun döneminin iç siyasetine uygun mazereti, halkının susturmanın kolay yolu. Ama görünen o ki, şeytanlaşan düzen eninde sonunda kendi içinden çöküyor.

ABD artık kendi ateşinde kavrulmaya başladı. İnşallah… Bir zamanların ayrı ayrı içini karıştıran Amerika, bugün kendi içindeki çatışmaları "dış güçler"le ayırmaya çalışıyor.

Ne diyeyim… Şeytanın da bir sonu var. Belki bugün dünyada bu düzenin karşısında dimdik duran bir yürek yok ama gerçek olan şu: ABD'nin ömrü kısalıyor.

Bu olur. Çöküşünü yok oluşumunu görürüz umarım.