Bir gemi düşünün… Yükü silah değil, baskı değil, öfke değil; sadece umut, dayanışma ve insanlık. İsmi de tam bu anlamı taşıyor: Sumud… Yani “direniş”, “sebat” ve “dimdik durmak”. İşte bu filo, abluka altındaki Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkarken, içindeki yolcular da aslında insanlığın onurunu taşıyor.

Aralarında Türk aktivistlerin de bulunması, bu yolculuğa ayrı bir anlam katıyor. Çünkü Türkiye’de yıllardır adalet, özgürlük ve insanlık adına sesini yükselten birçok gönüllü, şimdi bu sese denizlerde yankı katıyor. Onlar, “sessiz kalırsak suç ortağı oluruz” bilinciyle hareket eden insanlar.

Bu yolculuğun sadece bir “yardım taşıma” eylemi olmadığı çok açık. Sumud filosuna katılan her bir aktivist, dünyaya yüksek sesle şunu söylüyor: “Ablukalar insanlığın yüz karasıdır, vicdanı susturamazsınız.” Bu cümle, aslında gemilerin taşıdığı kutulardan, ilaçlardan ve gıda kolilerinden çok daha ağır bir anlam taşıyor. Çünkü bu filoya atılan her adım, dünyadaki adalet terazisinin yeniden kurulması için verilen bir mücadele.

Türk aktivistlerin bu filoda bulunması, halkımızın tarihsel dayanışma kültürünün de bir yansıması. Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’nun dört bir yanındaki kadınların, erkeklerin, çocukların gösterdiği o direncin bugünkü izdüşümü belki de denizlere yansıyor. Çünkü mesele sadece Gazze değil; mesele insanlığın nerede duracağı, zulme karşı nasıl tavır alacağı.

Elbette bu yolculuğun riskleri var. Abluka altındaki bir bölgeye gitmek, karanlık çıkarların hedefi olmak, caydırıcı tehditlerle karşı karşıya kalmak… Ama Sumud filosuna katılanlar biliyor ki “özgürlük ve adalet, ancak bedel ödenirse kazanılır.” Onların cesareti, bizlere de ayna tutuyor: Bizler de kendi hayatımızda ne kadar adaletin ve vicdanın yanında durabiliyoruz?

Bugün, Sumud’un rotası sadece Gazze’ye değil; aynı zamanda insanlığın vicdanına doğru ilerliyor. Türk aktivistler ve tüm gönüllüler, aslında bize şu soruyu yöneltiyor: “Bir gün adalet ve özgürlük sizin kapınızı çalarsa, siz de bu gemiye binmeye cesaret edebilir misiniz?”

Sağlıcakla kalın…