Toplumları oluşturan halk ve ırklar, iyi ya da kötü olamaz. Elbette akıl, hikmet ve vicdan sahibi insanlar vardır. Ama her toplulukta teröre bulaşmış insanları da bulunmaktadır.

Geçmişte biz bunları yaşadık, bunun sayısız örneğini görmek mümkün. Bunların yerli işbirlikçileri olduğu gibi günümüzde de görülmekte.

Ne olur dostlar şerefsiz insanları tanıyalım, bunların ne yaptıklarını hissedelim kendimizi hemen onlara kaptırmayalım, yanına girip STK’larında yanlarında olmayalım.. Son pişmanlık tarihte gördüğümüz gibi çaresiz kalmayalım

Bu işbirlikçileri yönlendirenler yasal kurum ve kuruluşlar bazı STK (sivil toplum kuruluşları ile etnik yapıları kaşıyan insanlar) bu teröre desteklerini sürdürmektedir. Öfkeleri akıllarından büyük olduğundan topluma verdikleri zararlı idrak edemezler.

Houston ve Washington planı çalışmasına Türkiye’den de özel adamlar katıldılar ve plan uygulamaya konuldu. Meydanlara çıkanlar astıkları afişlerde toplumumuzun kin ve nefretini kazanmış kişileri asmakla kendilerini deşifre ettiler. Hatay/Reyhanlı’da, İstanbul Gezi parkında ve çeşitli illerde yapılan toplantılar da gösterdi ki bu olayların hiç de masum olmadığı ve insanlara korku salıcı bir dehşet oluşturduğunu, öne sürülecek sivil çevreci masumane insanlardan oluşturdukları, sivil bağımsız gruplardan yararlandılar.

Bu eylemcilerden, katılanlar, şimdi verilen zararın tazmini konusunda kendilerinin suçlanacağı korkusu ile yeşili filan düşündükleri yok, kendi durumlarının nasıl kurtaracaklar onun hesabındalar. Bu işin yargı konusu yapılmaması uğraşısı içinde gösterecekler. Yazılı ve görsel medyada olaylarla ilgili bilgiler ve belgeler yayınlandı. Yabancı ülkelerin istihbarat örgütleri, sivil görünümlü derneklerin içinde bulunanları sağduyulu vatandaşlarımızın bu olayları görerek ve duyarak onların kim olduklarını teşhis etmiştir.

Gezi eylemleri Ülkemize iyi bir ders oldu. Yalan yanlış bilgilerin peşinden, çetelerin kışkırtıcı ajanlarının peşinden ilerleyerek hukuk devletine ve özgürlükler ülkesine gidilmez! Bu yanlış yola sapanlar bindikleri dalı kesmiş olurlar. Kamu kurumlarını saygın ve güçlü kılmak zorundayız. Toplum olarak güvenliğimizin polis gücüne bağlı olduğunu asla unutamayız Tosya’ya pirince giderken evlerindeki bulgurdan da olurlar.

Gazi MUSTAFA KEMAL in gençliğe hitabında; Türk gençliğine' emanet ediyorum dedi. “İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve harici bedhahların olacaktır” sözünde tertemiz ergenlik çağına ulaşmamış yavrularımızı şuursuz ve idrakten mahrum olan bazı eğitimcilerimiz tarafından eylemlerin içine götürülerek, yavrularımızın teröre meyle ettirilme ve canlarını tehlikeye atmalarına vesile olmuşlardır.

Bu teröre sebep olan eğitimcilerin Savcı ve hâkimlerin gerekli işlem başlatarak teröre alet olan memur ve eğitimciler’ in bir an önce hızlı bir şekilde toplum barışımızı bozacak insanların yasalar önünde cezalandırılmasını bekliyoruz.

Dünya görsel medyasında olayları saatlerce yayın yapılarak, ülkemizin imajı ve tarihimizdeki misyonumuzu karalamaya alet olmuş ve Turizme de zarar vermişler. Değil öldürmek, yakmak, yıkmak, kim kimin gömleğinin düğmesini kopartmak ve haksızlık yapanlar ile toplum malına zarar verenler mutlaka hesabını vermeli. Herkes bir gözü ile dışarıya bakarken, öteki gözü ile kendi içine bakması gerekir.

Samimi hissiyatla yola çıkanlar, terör örgütlerinin oyununa gelen bu durumun farkına varmalıdırlar. Enfal suresinde, “Onlar tuzak kurarlarken Allah da onlara tuzak kurar” hatırlayalım…

Çünkü “Allah tuzak kuranların en iyisidir” ayetini düşünelim, unutmamamız gerekir.

Her ne yapacaksak, demokrasi içinde yapacağız.

Ülkemiz için can veren şehitlerimizi mekanları cennet olsun. Yakınlarına başsağlığı diler ve yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum.