Bir kahve molasında, genç bir profesyonel bana içini dökmüştü:

“Abi,” dedi, “LinkedIn’de herkes sanki roket gibi yükseliyor, ben ise sanki yanlış yöne koşuyorum.”

Gülümsedim. “Belki de koşman gereken yol değişti, farkında değilsin,” dedim.

Çünkü dijital dönüşüm tam da bunu yapıyor: yolları değiştiriyor, tabelaları yeniliyor ve bazen rotayı tamamen tersine çeviriyor.

Eski alışkanlık, yeni çağda işe yaramıyor. Birçok kişi hâlâ kariyerini eski formüllerle planlıyor: “İyi bir okul, iyi bir diploma, iyi bir iş.”

Oysa artık denklem değişti.

Dijitalleşmeyle birlikte “iyi iş” kavramı, yerini “anlamlı, esnek ve sürekli öğrenmeye açık” işlere bıraktı. Ancak hâlâ birçoğumuz, dijital becerilerden çok, statü peşinde koşuyoruz.

Ve belki de en yaygın hata şu:

Teknolojiyi bir tehdit olarak görmek.

Bir an durup düşünelim:

Bir yapay zekâ aracı raporlarımızı yazabiliyor, robotlar üretim bandında yerimizi alabiliyor, otomasyon birçok işi dönüştürüyor.Ama bu gelişmeler “işsiz kalmak” anlamına gelmiyor; “farklı bir işte var olmayı” öğrenmek anlamına geliyor.

Yani sorun teknolojide değil, bizim dönüşmeyi reddedişimizde.

Kariyerin güncelleme alması gerekiyor. Telefonlarımızı, uygulamalarımızı, hatta saatlerimizi bile sürekli güncelliyoruz.

Peki ya kariyerimizi?

Son ne zaman “versiyon yükselttiniz”?

Birçok profesyonel, yeni teknolojilere uzaktan bakıyor. “Benim işimle ilgisi yok,” diyor.

Ama bir bakıyorsunuz, yapay zekâ o işin tam ortasına yerleşmiş bile.

Kodlama bilmek şart değil ama “dijital okuryazarlık” artık her sektör için kaçınılmaz.

Basit bir örnek: McKinsey’in 2024 raporuna göre, çalışanların %40’ı, mevcut işlerinin dijital araçlar yüzünden yeniden tanımlandığını söylüyor.

Yani, eski becerilerle yeni dünyada kalmak mümkün değil.

En yaygın 3 dijital kariyer hatası

Bir: “Teknoloji bana uzak” demek.

İki: “Şirket beni dönüştürür” sanmak.

Üç: “Öğrenmeye vaktim yok” bahanesine sığınmak.

Oysa dijital dönüşüm kişisel bir yolculuk.

Kimi için bir çevrimiçi eğitimle başlıyor, kimi için yeni bir hobiyle.

Bir muhasebeci yapay zekâ destekli veri analizi öğreniyor, bir öğretmen dijital platformlarda kişisel markasını kuruyor.

Yani “dönüşüm” sadece yazılımlar için değil, insanlar için de geçerli.

Peki nerede hata yapıyoruz?

En çok da “ben artık hazırım” dediğimiz yerde.

Çünkü dijital dönüşüm bitmeyen bir süreç.

Bugün öğrendiğimiz araç, yarın güncelliğini yitiriyor.

Asıl beceri, “öğrenmeyi öğrenmek.”

Bir de şu psikolojik tuzak var: “Dijitalleşme beni görünmez yaptı.”

Oysa tam tersi. Dijital dünya, görünür olmayı bilenler için sonsuz fırsatlarla dolu.

Kendini sürekli yenileyen biri, algoritmaların değil, kendi geleceğinin yöneticisi olur.

Güncelleme zamanı

Dijital dönüşüm, bir tehdit değil; bir davet.

Yeni becerilere, yeni fırsatlara, yeni kimliklere bir çağrı.

Kariyerinize uzun zamandır “update available” uyarısı veriyor olabilir.

Artık ertelemeyin.

Çünkü gelecek, yenilenenlere ait.