Bahattin Demiray

Bahattin Demiray

Ahlak edep ve haya

Kıymetli dostlar kökümüz soyumuz kuruyor mu acaba, şimdi de insanlığın ve kişilerin yüreğine dokunan, yazılarımı, okuyanları da düşündüren Stil: sade, derin, biraz da “göz yaşartacak” Ahlak, Edep, Haya: Üç Kök, Bir Ağaç…

Bir toplumun ayakta durması, taşları değil, insanlarının içindeki ahlak, edep ve haya ile mümkündür.

Ama bugün, bu üç kök, çürümüş gibi… Gözler, “ne olacak?” diye bakar oldu.

Eller, günah mı haram mı demeden, ne kazanırım?” kimden avanta alırım, diye ellerini her şeye uzanır oldu.

Diller, “ne söylersem daha çok etki eder?” diye konuşur oldu.

Ahlak, insanın içindeki doğru-yanlış ölçüsüdür.

Bir şoför, taksimetreye uymazsa-ahlakını çiğner.

Bir yönetici, halkın hakkını yerse-ahlakını çiğner.

Bir genç, yaşlıya yer vermezse-ahlakını çiğner.

Ahlak, karakterin aynasıdır. Ayna kırılırsa, yüzün çirkinleşir-ama sen hala aynı insansın.

Edep, insanın dışa yansıyan güzelliğidir.

Gülümsemek, selam vermek, söz kesmemek, sabırlı olmak…

Edep, sanki bir sofra gibidir-herkes oturur, kimse “ben en çok yerim” demez.

Bugün, sofrada “ben en çok yerim” diyenler çoğaldı.

Edep, sözde değil, davranışta kendini gösterir.

Haya, insanın kendine karşı utanç duymasıdır.

Bir şeyi yaparken, “acaba bu doğru mu?” diye sormak

-Haya.

Bir şeyi yaparken, “bu benim adıma yazılacak” diye düşünmek.

Haya, gözlerin önündeki perde gibidir.

-Perde kalkarsa, yüzün kızarır.

Bugün, perdeler kalkmış, yüzler kızarmıyor-çünkü utanma duygusu kaybolmuş.

Peki, bu üçü neden kayboldu?

-Eğitim ailede… okulda “edep, haya, ahlak” öğretilmiyor.

Şimdi babalar ve anneler sabah erkenden ikisi de işe gidiyor…

Çocukları ya kreşe veriyor-ya evde şimdiki gençlerimiz evliliği kuruyor… Ben bunu okula gönderirsem işler tamam diyor.

Lakin işler böyle değil saldım çayıra Mevlam kayra, çocukta bir anne sevgisi olması lazım, baba sevgisi olması lazım, psikolojik ezilen çocuklar.

Toplumda kendini arayış ve kendini kabul ettirmek için… Sokakta ben hareket yapayım beni herkes tanısın diyor…

İnsanlar kendilerine makam ve mevkim olsun istiyorlar…

“kariyer, para, başarı” öğretiliyor.

- Medya, “Skandal, sansasyon, drama” ön planda yaygara ile olayı abartıyor

-“güzel, dürüst, sabırlı” hikayeler arka planda kalıyor.

-Siyaset, “Kazanmak” öncelikli-“doğru olmak” ikincil.

-Sosyal medya, herkes “beni izleyin” diyor “beni anlayın” demiyor.

Ama yine de umut var, çünkü sen varsın.

Sen, bu yazıyı okuyan, bu sözleri düşünen, bu duyguyu taşıyan biri.

Sen, ahlakını korumaya çalışan, edep sahibi olmak isteyen, haya duygusunu unutmamış birisin.

Bir kişi, binlerce kişiye örnek olabilir.

Bir söz, binlerce kalbi değiştirebilir.

Bir hareket, binlerce insanı uyandırabilir…

Ben, ahlakımı koruyacağım.

Ben, edepli davranacağım.

Ben, haya duygumu asla kaybetmeyeceğim.

Ben, bu toplumun “tek umudu” değil, “binlerce umudundan biri” olacağım diyebilmeli…

Böylece… *Ahlak, edep, haya-üç kök, bir ağaç Meydana getirir.

Kökler çürürse, ağaç kurur.

Ama bir kökü bile canlı kalırsa-ağaç yeniden yeşerir.

Sen, o canlı köklerden birisin.

Seni tanınırsın ve sevilirsiniz.

Senin içinde hala bir şeyler var.

Öylece onu kaybetme.

Onu büyüt, başkalarına, öğret.

Onu bir yazıya, bir konuşmaya, bir eyleme dönüştürmeye çalışın.

Bu samimi, derin, biraz da “göz yaşartacak” hareketlerin

Toplumda değiştirebilir, hatta bir mektup, bir şiir, bir konuşma haline getirebiliriz.

Allah cc. gençliğimizi kötü niyetli insanlardan kem gözlü münafıklardan korusun, kalbimizi güzelliklerle donatsın selam ve sevgilerimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bahattin Demiray Arşivi