Anne-babalar olarak çocuklarımızı severken onları fiziki (boy-bos, kaş-göz, endam… gibi) güzellikleri ile değil, hayatta kazanmalarını istediğimiz özellikler ile seversek onları yetenek ve mâharet kazanmaya teşvik etmiş oluruz. Aksi takdirde fiziki güzelliği ile sevilen çocuk, kibir ve gurura özendirilmiş olur. Hayatta çocuklarımıza, yeteneğinde bulunmayan kişileri de (artist, sanatçı, sporcu… gibi) rol-model olarak göstermeyelim.

Anne-babanın çocuğunu fiziki güzelliği ile övüp sevmesi de bir şefkat ve mahâret değildir. Atalarımız "Kuzguna yavrusu anka görünür" demişlerdir.

Genelde erkek evlatlarına eş ararken anne-babaların gelin adayında fiziki güzelliği (boyu-bosu, kaşı-gözü ve endamı) ölçü almaları da yanıltıcıdır.

Bu konuda gençlerimizin de, eş olarak seçip evlenmeyi düşündükleri sevgili seçiminde aynı hataya düştükleri çok görülmektedir. Sevgililerin birbirlerini tanımak için FLÖRT ilişkileri de sağlıklı bir yol değildir. *Aşkın gözü kördür” denilmiştir.

Peygamber efendimiz de, insanları aşırı övmek kör ve sağır eder buyurmuştur.

Anne-babaları da bu konuda gençleri uyarmalıdır.

Zira gelecekte paylaşılacak hayat, sadece sevgiden ibâret değildir; yerine göre çile ve sıkıntılar da çekilecektir.

Aslında her insan gençlikte fiziki olarak cazibeli ve güzeldir. Ama bu güzellikler gelip geçicidir.

İnsanda kalıcı olan güzellik değil, özellik (bilgi-beceridir).

O halde dikkatimizi çekerek Sevgili Peygamberimiz, "Kadınla evlilik dört şey için yapılır; malı için, soyu için, güzelliği için ve dini (ahlâkı) için. Siz dini (huyu ve ahlakı) güzel olanı tercih edin ki elleriniz dert görmesin, mutlu olasınız.

Bizi düşünceye sevk eden bu uyarı “Kıyamet Suresinde” beyan edilmektedir.

Kıyamet de hesaba çekilmekle birebir ve doğrudan ilgili bir kavramdır. Kıyamet olmadan, hesaba çekilmek de olmaz.

Önce kıyamet ve ardından “hesap vermek günü tahakkuk edecektir.” İnsanın bu gerçek karşısında yapması gereken en büyük akıllıca iş, kendisini “ölmeden önce hesaba çekmek” ve dosdoğru bir yolda yürümektir. Dosdoğru yolda yürümenin en başta gelen kuralı, “iyilikle hemhal olmak ve kötülükten de fersah fersah uzak durmaktır” bütün buraya kadar anlattıklarım akıl ve mantık gerektiren tabi ve normal olan hususlardır. Yani akıl dışı ve acayip işler insana fayda vermiyor.

Sizin gülüşünüzün ardında saklanan hüznü fark edecek kadar derinden tanıyan biri var mı hayatınızda?

Her şeye rağmen, hala güzel insanlar var. Kimsenin kötülüğünü istemeyen, kimsenin üzülmesine razı olmayan, kimsenin kalbini kırmak için uğraşmayan ve herkesin acısına kendi acısıymış gibi, sabır ve anlayış gösteren. Bu insanlar hayatınızdaysa, onların kıymetini bilelim

Mutlu olmak için çareler üretin çocuklarımızın geleceğini güzelliklerle renklendirelim, okutalım öğretelim ve çalışmayı sevdirelim. Geleceğe ümitle bakalım...

Yaşarken etrafımızda güzel insanlar, Yetiştirelim, liyakatla kültürlü okumayı seven sevdiren çalışan ve üreten gençler Yetiştirelim. Saygılarımla!..