Üniversite sınav maratonu bitti, tercihler yapıldı, sonuçlar açıklandı… Ama iş burada bitmedi! Ek tercihler kapıda. Kimileri için yeni bir umut, kimileri için ikinci bir şans. Aslında ek tercihler, dijitalleşmenin hızla dönüştürdüğü bir dünyada “yol ayrımı” gibi duruyor. Hangi yoldan gideceğinize karar verirken, teknoloji entegrasyonundan kariyer gelişimine kadar pek çok faktör devreye giriyor.

Peki, ek tercihlerde karar verirken neye dikkat etmeli? Sadece “puanım buraya yetiyor” mantığıyla mı ilerlenmeli? Cevap aslında çok daha geniş: Artık üniversite seçimi, sadece fakülte binalarının değil, dijital eğitim çözümlerinin, teknoloji tabanlı eğitim modellerinin ve dijital uygulamaların da devreye girdiği bir karar süreci. Çünkü üniversite, sadece dersliklerden değil; çevrimiçi platformlar, öğrenme yönetim sistemleri ve eğitimde yapay zekâ destekli dijital eğitim deneyimlerinden oluşuyor.

Bir soru daha sorayım: Ek tercihlerde bölüm seçerken “geleceğin mesleklerini” dikkate alıyor musunuz?

Şimdi “yok hocam hiç düşünmedim” diyenleri duyar gibiyim… Ama işte tam da düşünmeniz gereken nokta bu! Çünkü gelişen teknoloji, dijital transformasyon ve iş dünyası becerileri artık tüm sektörlerde belirleyici hale geldi. Üniversiteler de bu dönüşüme ayak uydurmak için eğitimde inovasyon ve teknoloji liderliği üzerine yeni stratejiler geliştiriyor. Fakat dijitalleşme içinde insan faktörü değerini hâlâ koruyor. Dijital yetkinlikleriyle birlikte empati, iletişim, takım çalışması gibi profesyonel beceriler daha da değerli hale geliyor. Yani, robotlar hesap yaparken siz strateji üreteceksiniz. (Hani “matematikte çarpanlara ayırmayı robotlar bile yapıyor, benimse sınavda ter dökmem pek adil olmadı” diyenler var ya… İşte onlara küçük bir tebessüm bırakıyorum)

Biraz da işin istatistik boyutuna bakalım: OECD’nin 2024 raporuna göre, dijital eğitim deneyimi yaşayan öğrencilerin %67’si, problem çözme ve bilgi yönetimi alanında geleneksel yöntemlere göre daha başarılı oluyor. Yine aynı rapora göre, teknoloji odaklı eğitim alan gençlerin iş bulma oranı, almayanlara göre %25 daha yüksek. Mobil öğrenme çözümleri ve uzaktan erişim olanakları sayesinde öğrencilerin %72’si ders dışı zamanda bile öğrenmeye devam edebiliyor. Bu veriler, üniversite tercihinde teknolojik gelişim ve dijital strateji faktörlerini dikkate almanın önemini gözler önüne seriyor.

Ek tercihler aslında “ikinci bir şans”tan fazlası. Doğru kullanıldığında dijital eğitim çözümleriyle zenginleşmiş bir kariyer yolunun başlangıcı olabilir. İş dünyasının beklentileri artık sadece diploma değil; e-iş becerileri, teknoloji entegrasyonu ve dijital yetkinliklerle donanmış mezunlar arıyor. Burada seçtiğiniz bölüm, ileride sahip olacağınız profesyonel beceriler için bir köprü işlevi görüyor. İşin esprili tarafı da şu: “Yanlış bölümü seçerim diye korkuyorum” diyen öğrencilere hep şunu söylüyorum: Korkma, teknoloji tabanlı eğitim dünyasında bir kere yanlış yaparsan “geri al” butonu yok ama yeni güncellemeler her zaman var! Yani, ek tercihler biraz da hayatın “sürüm güncellemesi” gibi.

YKS’de ek tercihler sadece boş kalan kontenjanların doldurulması değil, teknolojiyle harmanlanmış yeni bir kariyer gelişimi fırsatıdır. Dijital uygulamalar, eğitimde inovasyon ve profesyonel becerilerle birleştiğinde, bu tercih dönemi geleceğinize atılmış en kritik adımlardan biri olabilir. Doğru tercihlerle sadece öğrenci değil, geleceğin teknoloji liderleri, iş dünyası profesyonelleri ve dijital dönüşümün öncüleri olabilirsiniz. Bu yüzden ek tercihler, aslında geleceğe dijital bir yatırım fırsatıdır.