Bahattin Demiray

Bahattin Demiray

Rehberimiz Kur’an olsun

İnsan nefsine ait, hastalıklar ile haramları tek tek terk ederek, günah ve düşmanlıktan uzaklaşarak, kuran ve hadisten öğrendiği yeni ve güzel davranışları sergilemeye, imanın öğrettiği ödev ve sorumlulukları ışığında dinini çevresine sevdirmeye, her konuda düzenli ve mantıklı olmaya, sorunlarını dışarıya belli etmeden, sabır namaz, dua ve zikirle geçirmeyi, etrafındaki kişilerin kalbini kırmadan, bütün işlerde esenliğe çıkmayı, fitne ve fesattan uzak, Yüce kitabımız ve hadislerdeki örnek insan yaşamlar ile rahata ermenin yolları anlatılmalı.

Kulluk görevi bilinci ile Müslümanlardanım sözüyle talip olduğu, cennet yurdunun güzel huy ve davranışlarıyla yüksek ahlaki bir birey olmalı. Vurdum duymaz değil İnsanın sözü hikmet, bakışı ibret ve susması ders olmalıdır.Pâdişâh II Bayezîd bir mecliste; Müslümanların Peygamber efendimizden gelen doğru inancı yıkmak için harekete geçen sahte şeyh ve tarikatların ayıklanarak şeyhlerin imtihana tâbi tutulmasını ve kapatılmasını istedi.

Ahmed Şemseddîn hazretleri ile Osmanlı Sultânının da hazır bulunduğu imtihan heyetine reislik etti. Şemseddîn hazretlerinin, imtihan sırasında gösterdiği kemâl, dirâyet ve olgunluk hak ve doğru yolda bulunan şeyhler rahatlıkla geçirirken sahteleri mahcup ve perişan oldular. Dergâhları kapatıldı. ve yaptıkları işten men edildiler. Böylece halkın yanlış insan ile birlikte olup ahretini kaybetmesine ve inanç faktörü olan tarikatlerin yanlışlıkları sonucu itikattan uzaklaşmasının önüne geçildi.

Ahmed Şemseddîn hazretleri: "Ey dostlarım kibirden sakınınız. Peygamber efendimiz Sallallahü aleyhi ve sellem; "Kalbinde zerre kadar kibir olan Cennet'e giremez." buyurdu. Kibir, Allah'ın kullarına hakâret, aşağılık gözü ile bakmaktır. Kendini herkesten üstün görmektir. Ebû Hâşim Sûfi hazretleri; "Dağı iğne ile kazıp yerinden yok etmek, kalpten kibri söküp atmaktan daha kolaydır." demektedir." "İnsanın kalbinde bir hevâ ağacı bitmiştir ki yedi dalı vardır. Her dal bir tarafa yönelir.

Birincisi göze, ikincisi dile, üçüncüsü kalbe, dördüncüsü nefse, beşincisi ebnâ-i cinse (diğer insanlara), altıncısı dünyâya, yedincisi âhiretedir. Her dalın bir çeşit meyvesi vardır. Göze yönelen dalın meyvesi harama bakmaktır. Dile yöneleninki, başkasının ayıp ve kötülüklerini söylemek, gıybet etmektir. Kalbe yöneleninki, başkalarına kin ve düşmanlık etmektir. Nefse yöneleninki, şüpheli şeyler ile haram ve mekruhları işlemektir. İnsanlara yöneleninki, onlardan üstün olmak, onları hor ve hakîr tutmak, aşağı görmektir.

Dünyâya yöneleninki, uzun emel sâhibi olmak, aş, iş, mal ve makam hırsı ile dolu olmaktır. Âhirete yönelen dal ise, üzüntü ve pişmanlıktır. İnsanda hevânın, arzu ve isteklerin kökü bâkidir, kalıcıdır. Elbette devamlı tâze dallar verir. Ancak Allahü teâlânın emirleri yerine getirilir, yasaklarından sakınılırsa hevâ ağacı kalpten sökülüp atılır. Kötü huyları, ahlâkları gidip, güzel huylar ile süslenir.

Bu ise bir rehberin yol göstermesi ile mümkün olur." Demiştir. Allah bizleri rehberi güzel olan insanlardan eylesin, saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bahattin Demiray Arşivi