Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürlüğü tarafından, Ankara’da su kaynaklarının korunması kapsamında, su tarifesinde kademeli düzenleme yaptı.

Bu sayede, su tüketiminin kademeli şekilde azalması ve Başkent’in su kaynaklarının da korunması hedefleniyor.

Özellikle kentte gün yoğunluğunun en çok yaşandığı akşam saatlerinde tüketilecek su miktarının da %50 oranında düşmesi beklenebilir. Bu yüzden Ankara’da su kaynaklarının korunması kapsamında, her birlikte Başkent’imizin suyuna sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum.

Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdürlüğü’nün kademeli su tarifesi değişimine göre; konut aboneliğinde 0-15 metreküp arası su tüketilmesi durumunda, metreküp başına 41 lira 37 kuruş ödemesi devam edecek. Ancak,söz konusu miktar artar ise 30 metreküpe kadar olan her metreküp için 124 lira 11 kuruş ödemesi vatandaşlar tarafından yapılmak durumunda.

Ayrıca buna ek olarak; suyu 0-10 metreküp aralığında kullanan konut abonelerinin faturalarına yüzde 10 indirim uygulanması da kabul edilebilir bir durum olarak ön plana çıkıyor.

Yaz aylarında sık, sık karşılaştığımız; araba yıkaması, halı yıkaması gibi durumlarda aşırı su tüketiminin ön plana çıktığını düşünürsek, vatandaşlarda ASKİ’nin sürdüreceği bu plana sadık kalacaklardır diye düşünüyorum.

Çünkü israf edilen her bir su miktarı, vatandaşın cebine maliyet olarak yansıyacak ve kent geneline ise kuraklık olarak işleyecek. Ankara’lı vatandaş, Ankara’sını sevdiğini düşündüğünden ve kendi bütçesini de korunak istediğinden bu fırsatı kaçırmayacaktır diye düşünüyorum.

Özellikle nüfusu kalabalık ailelerde bu duruma daha çok dikkat edilmesi, su tarifesinde uygulanacak plana sadık kalınması hususunda büyük önem taşımaktadır. Su tarifesi değişimi Başkent’e can suyu olacaktır.

Ankara’nın eşsiz doğa güzelliklerinin korunması, su kaynakları bakımından kıymetli topraklarımızın verimliliğinin kaybetmemesi hususunda; umarım bu plana tüm Ankaralı vatandaşlarımız uyacaktır.

Elbette Ankara göç almış olabilir, elbette yağmur oranı azalmış olabilir ancak su tüketimi konusunda geç olsun güç olmasın anlayışına sadık kalınarak, gelecek nesillere daha güzel bir Ankara bırakabiliriz diye düşünüyorum.

Bu işin ne sağcısı var, ne solcusu… Sadece tüm dert Başkent Ankara’nın doğal kaynaklarının korunması ve doğal kaynakların gelecek nesillere aktarılmasıdır.