
İsmet TAŞ
Yaşattığınızı yaşamadıkça ölmezsiniz!
Bugüne geldiğimiz nokta itibariyle, hiçbir şey 13 Haziran 2025 ten önceki gibi olmayacak. İran-İsrail savaşı bir kez daha gösterdi ki, her kesin bir oyunu, bir tuzağı varsa, “Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır. Enfal/30
13 Haziranda ne İran ne de İsrail durumun bu safhaya geleceğini asla hesap ettiklerini sanmıyorum. Çünkü İsrail şu anki düştüğü durumu kesinlikle hesap edemedi. İsrail; ”nasıl olsa başta ABD olmak üzere bütün Batı benim arkamda olur, destek verir, İran’ı birkaç günde dize getirir sonra da sıra Türkiye’ye gelir. Bütün Siyonist lobiler benimle” anlayışı içindeydi.
Ancak bu sefer böyle olmadı. Savaşı başlatan İsrail İlk günde İran’ın üst düzey komutanlarını ve bilim adamlarını öldürdü. Arkasından fiili olarak ne ABD ne de malum Batı savaşa dâhil olmadılar. Sadece silah ve teçhizat yardımı yaptılar. Yani yazımızın kaleme alındığı savaşın beşinci gününde, İran ve İsrail başa baş savaşa devam ediyor, İsrail tarihinde görmediği yıkımı yaşıyordu. Kimse savaşın bu boyuta geleceğini tahmin etmiyordu. Yine karşılıklı boş araziler bombalanır sanılıyordu.
Ve İran, İsrail’e bugüne kadar yaşamadığı acıyı yaşatıyordu. İsrail’in şehirleri harabeye dönmüştü. İsrail kısa tarihi boyuncu hiç bu kadar ezilmemiş, harabeye dönmemiş, insan kaybına uğramamıştı. Gazze’de yaşattıklarını, kendi ülkelerinde yaşıyorlardı. Bebek katili Netanyahu denilen soykırımcı kasap çırpındıkça çırpınıyor, ABD ve avenesini filen savaşa sokmak için her türlü oyunu, tezgâhı kuruyor ama bir türlü başaramıyordu. İran ise füzeleri ile göz açtırmıyordu. İsrail halkı yaşadıkları travmayı ömürleri boyunca asla unutamayacaklardı. Ülkelerinden kaçmak için her yolu deniyorlar ancak hava yolu kapalı olduğundan deniz yolundan kaçmak için servet ödüyorlardı.
İşte can korkusu böyle bir şeydi!
Açıklanan ölüm sayısı resmi rakam, İran 224, İsrail 24!
Elbette özellikle İsrail’in açıkladığı rakam son derece komikti. Düşünün bir kere, katil Netanyahu denen terörist haydut, Gazze’de bir hastaneye yaptığı saldırıda 500 kişi şehit olmuştu. Burada önemli olan İsrail’in ölü sayısı değil, yaşadığı şok, dokunulmaz olmadığı, kâğıttan kaplan olduğu, Çelik Kubbenin alüminyum bile olmadığı ve İsrail halkının yaşadığı ölüm korkusu.
Netanyahu denilen soykırımcı haydut, ciyak ciyak bağırmaya başladı. Bizi kurtarın, İran sivillere saldırıyor, savaş suçu işliyor falan filan. Tabi herkesin söylediği şu, “sen 7 Ekimden bu yana ne yapıyordun? Silahsız masum insanları katletmiyor muydun? Masum çocukları parça parça etmiyor muydun? Filistinlileri insan olarak bile görmüyordun? Gazze’yi harabeye çevirdin. Şimdi dön bak kendi ülkene”.
Bu elbette, katil İsrail’in yaptıklarının bedeli olamaz. Gazze’de yaşanan acının milyonda biri bile değil. Ama buna da şükür. Katil İsrail, bir taraftan İran ile savaşırken diğer taraftan Gazze’yi bombalıyordu.
Ne demiştik, “Akıttığınız kanda boğulacak, o çocukların çığlıkları mermi olup sizi paramparça edecek, yaşattığınızı yaşamadan ölmeyeceksiniz”
Bu yazının kaleme alındığı sıralarda savaş bütün hızıyla devam ediyordu. Ben dahil İran’ın muzafferiyeti için ülke olarak dua ediyorduk.
ABD Başkanı Trump, savaşa fiili olarak katılabileceği konusunda toplantı üstüne toplantı yapıyor, İran’a tehditler savuruyordu.
İran’a bir çift sözümüz var! “İsrail’e yaşattıklarınız istisnasız bütün Müslümanların gönlünde bir sevinç yumağı oluşturdu. İnşallah bundan böyle İslam’a ve O’nun Peygamberine daha saygılı sadakatle bağlı olur, İslam’ı bulunduracak her türlü faaliyetten vazgeçersiniz. Kur’an’ın hükümlerine göre hareket edersiniz. Bu sizi İslam Dünyasında çok daha güçlü kılacağı konusunda zerre kadar kuşkunuz olmasın.
Ve Türkiye’nin sizin için nasıl çırpındığını ve bizim dualarımızı asla unutmayın…
Önemli bir not: Buradan bütün dünyaya, özellikle İslam dünyasına çağrıda bulunuyorum. “ABD’nin İsrail’e verdiği veya vereceği, kullanılması yasak bombaların İran’a karşı kullanılmasına asla izin vermeyin”. Aksi halde hiç kimse İsrail’i tutamaz, bütün dünyayı kasıp kavurur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.