Aysel Ayşe Aygün Özer

Aysel Ayşe Aygün Özer

10 Kasım: Bir dakikalık sessizlikte saklı asırlar

Her yıl aynı gün, aynı saatte ülkenin dört bir yanında zaman durur. Sirenler çalar, insanlar susar. Bir ulus nefesini tutar. 10 Kasım sabahıdır…

Bu sessizlik, yalnızca bir matem sessizliği değildir. O an, bir hatırlayışın, bir saygının ve aynı zamanda bir hesaplaşmanın zamanıdır. Çünkü Atatürk’ü anmak, sadece bir lideri yâd etmek değil; onun fikirlerinin hâlâ yaşayıp yaşamadığını kendimize sormaktır.

Mustafa Kemal Atatürk, bir milletin küllerinden yeniden doğabileceğini kanıtladı. Onun kurduğu Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil, bir zihniyet devrimiydi. O devrim, bilimi rehber edinen, sorgulayan, eşitlikten ve ilerlemeden yana bir yaşamın kapısını açtı. Bugün o kapının eşiğinde duruyoruz; içeri adım atmak da, dışarıda kalmak da bizim elimizde.

Zaman geçti, dünya değişti. Ama değişmeyen bir gerçek var: Atatürk, geçmişte değil, gelecekte yaşayan bir liderdir. Çünkü onun mirası toprakta değil, düşüncede saklı.

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır” dediğinde, aslında kendi ölümsüzlüğünü ilan ediyordu. O, fikirleriyle yaşıyor; bilimin ışığında, adaletin terazisinde, özgürlüğün nefesinde…

Bugün 10 Kasım. Saat dokuzu beş geçe herkes bir anlığına duracak. O duruş, geçmişe değil, geleceğe dönük bir saygı duruşudur. Çünkü Atatürk’ü anmak, onun bıraktığı yerden yürümektir.

Ve biz yürümeye devam ettikçe, o da bu topraklarda hep var olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Ayşe Aygün Özer Arşivi