Güzel ülkemiz Türkiye, içerisinde barındırdığı doğa harikaları, gezilecek lokasyonlar ve tarihsel yapıları ile eşsiz bir turizm cenneti. Avrupa’nın göz bebeği konumunda olan Türkiye’de özellikle yaz sezonu dolu, dolu yaşanıyor. Plajlarımızın güzelliği, şelalelerin oluşturduğu görsel şölenler, tarihi yapıların ilgi odağı olması ve en önemlisi kent yerleşkeleri arasına sıkışıp kalmış gezilecek yer her yıl milyonlarca insanı ağırlıyor.

Fakat, kış sezonunda durum tam tersi oluyor.

Eylül ve Ekim ayının gelmesiyle beraber, yaz sezonu kapanışı tamamlanmış artık kış dönemi start almış oluyor. Özellikle Ege ve Akdeniz lokasyonlarında yer alan konaklama tesislerinin kapılarını tek, tek kapatması ile bunu daha da iyi görebiliyoruz.

Bu süreç fiyatlara da işliyor. Yaz aylarında bir gece tatil yapacağınız konaklama masrafının aynısına; Eylül ve Ekim ayında bir hafta veya daha uzun süre konaklama yapabiliyorsunuz. Hava ve iklim değişikliği ortamı anında buz ediyor.

Ama bu böyle devam etmemeli. Türkiye’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde kış turizminde de ayakta durduğunu ispatlamamız gerekiyor. Özellikle yabancı misafirin turizm hacmine katkısını bilinirken bu şekilde bir çalışma yapılması gerçekten faydalı olacaktır.

Kayak merkezlerimizin güzellikleri, gece müzeciliği, ücretsiz gezilecek yerler ve farklı lokasyonlar sadece Türkiye’de içerik üreten gezginler üzerinden değil, global içerik üreticileri üzerinden de tanıtıma açık olmalıdır.

Bu sayede kış turizminin can çekişmesi son bulacaktır diye düşünüyorum. Hava ve iklim değişikliğinin etkilerini elbette görebiliyoruz. Örneğin; Aralık ayının yarısına geldiğimiz şu günlerde belirli kayak merkezleri dışında, diğer kayak merkezlerinde kar yağmasını bırakın yağmur bile yağmadığını görebiliyoruz.

Bu ve bunun gibi etkiler, Türkiye’de kış turizmini baltalayacaktır. Buna kimsenin şüphesi yoktur. Ama bu gidişatın sonunda, yıllardır kapalı kalan kayak tesisleri, milyonlarca lira yatırım yapılan konaklama tesisleri ve gün sonunda “sıfır turizm hacmi” gerçekten can yakıcı olacaktır.

Bu yüzden bazı güzelliklerimizi kaybetmeden önce düğmeye basılmalıdır. Kayak merkezlerinden tutunda, kış aylarının vazgeçilmezi termal tatil lokasyonları ve gezilecek yerlerin son durumları ile ilgili kapsamlı bir çalışma yaptırılmalı ve global düzeyde Türkiye reklamları yapılmalıdır.

Yerli turist odağı hali hazırda devam ederken, yabancı turist odağının artırılması yurt dışından gelecek maddi ve manevi kazancı her türlü artıracak ve bu şekilde devam edecektir.

Eğer aksi bir durum olur ise; kış turizminin can çekişmesi olasıdır.