30 Ağustos 1922 tarihinde Dumlupınar’da Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkumandanlığında zafer ile sonuçlanan Büyük Taarruz, her yıl ülkemizde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde coşku ile kutlanmaktadır.

30 Ağustos Zafer Bayramı, ilk kez 1924 yılında Afyonkarahisar’da Başkumandan Zaferi adı ile kutlanmıştır. 1926 yılından beri ise Zafer Bayramı adı ile her yıl büyük bir coşku ve büyük bir mutluluk ile kutlanmaktadır.

Zaferin kutlanmasının neden iki yıl boyunca beklendiğinin en büyük nedeni ise; 1923 yılının yeni Türkiye açısından hem uluslar arası, hem de ulusal alanda yoğunluğun yüksek seviyede olmasından kaynaklanmaktadır.

Başkomutanlık Meydan Muharebesi adıyla da bilinen Büyük Taarruz sayesinde; Türkiye Cumhuriyeti toprakları Yunan işgallerinden kurtarılmış ve işgal birliklerinden geriye kalanları da ülke sınırlarını terk ederek, Türkiye’nin Zafere Yürümesine dur diyememiştir.

Bu sayede, ülkemiz adına büyük bir zafer kazanılmış ve 30 Ağustos Zafer Bayramı bundan sonra asırlar boyunca kutlanacak bir zaferin ışığında ilerleyişini sürdürmeye devam etmiştir.

Günümüzde 30 Ağustos heyecanı, her geçen seneye göre daha coşkulu ve daha heyecanlı geçmektedir. Gelecek nesillere aktarılan Atatürk sevgisi, ülke sevgisi ve vatan sevgisi, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarında büyük bir rol taşımaktadır.

Ülkemizin dört bir yanında gerçekleştirilen konserler, anma törenleri, hediyeleşmeler ve görsel şölenler sayesinde 30 Ağustos heyecanı, ilk günkü mutluluğu ve azmi ile gönüllerde yer edinmiştir.

Bu kapsamda; ülkemizin ve milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı heyecanından kopmadan, her yıl daha güzel ve daha verimli şekilde 30 Ağustos’u kutlaması içten olacaktır. Umarım gelecek nesillerde de 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusunu derinden ve yürekten kutlandığını görmek ve onlar ile beraber Türkiye Cumhuriyeti’nin al bayrağını heyecanla dalgalandırmak hepimize nasip olacaktır.

Bu vesileyle; 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlanmasında büyük emeği olan Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, şehitlerimize, gazilerimize ve en önemlisi Çal Köyü’nün saygılı ve rahmetli insanlarına yürekten teşekkürlerimi sunuyor ve rahmet diliyorum.

Rabbim, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk vatandaşlarına; savaşı, darbeyi, ayrımcılığı ve ırkçılık yaşamayı nasip etmesin. Yaşasın Türk ırkı…