Tunceli ve munzur notları

Tunceli ile Munzur Vadisini görmek bize de nasip oldu. Ve bu görmekle, yani Tunceli ve Munzur Vadisi'ni bizzat müşahede etmekle huzur buldum. Tunceli ve Munzur Vadisi’ni uzaktan ve kulaktan biliyordum. Artık yakından ve bizzat biliyorum. Bilmenin ve anlamanın üç hali var. İlm'el yakin, ayn'el yakin ve hakk'el yakin. İlme'l yakin, uzaktan ya da kulaktan, yani duyma ile bilmektir. Ayn'el yakin görme ile, yani yakından bilmektir. Hakk'el yakin ise idrak etmek ve bir şeyi iç ve dış yönü itibarıyla tamamıyla anlamak ve bilmektir. Bu son aşama en zor aşamadır ve herkese nasip olmaz. Biz Tunceli'yi ve Munzur'u 3 Eylül 2025 tarihine kadar ilm'el yakin olarak bilirdi, bu tarihten sonra artık ayn’el yakin olarak da biliyoruz. Ayn’el yakin bilgimiz ile konuşup yazıyorum şimdi.

1-001.jpg

Tunceli ve Munzur Vadisi’ni herkes görmelidir. Gerçekten Tunceli ve Munzur Vadisi güzel, huzurlu sakin ve dingin bir yer. Tunceli halkı da güler yüzlü ve yardımsever bir halk. Dışarıdan gelip de Tunceli’yi gezmeye gelenlere, yani bizlere Tunceli’de konakladığımız süre içerisinde oldukça yardım ettiler, güler yüz gösterdiler.

2-001.jpg

Bu konakladığımız üç gün boyunca şunu da net olarak farkettim. Tunceli halkı huzur istiyor, ekonomik gelişme istiyor ve güvenlik istiyor. Bu üçünün şu anda Tunceli’de mevcut olduğunu bizzat müşahede ettim. “Tunceli huzurlu, gelişmeye açık ve güvenli bir yer.”

Tabi Tunceli halkı gelişirken özellikle tabiatın ve en başta da Munzur Irmağı ile Munzur Vadisi’nin korunmasını istiyor. Bu ilk ve en baştaki bir taleptir.

Evet, gelelim Tunceli denildiğinde ilk akla gelen Munzur Vadisini ve Irmağını anlatmaya. Bu arada ben Munzur Vadisine ve Irmağına hayran kaldım. Gezimizin zaten ilk maksadı, Munzur Irmağı idi.

3-001.jpg

3 Eylül 2025 günü kaldığımız misafirhaneden yani Munzur Üniversitesi ana yerleşkesi içerisindeki konukevinden erkenden yola çıkarak Munzur Vadisine doğru yola koyulduk. Bu arada, Tunceli Munzur Üniversitesi kampüsünü oldukça bakımlı, güzel ve temiz bulduk. Kaldığımız misafirhane de temiz, bakımlı ve güzel idi. Üniversite kampüsündeki kamu görevlileri güler yüzlü ve yardımsever idi. Buradan hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

4-001.jpg

Evet, bu hususu böyle belirttikten sonra şimdi yazımızın asıl konusu Munzur Vadisi’nden bahsetmeye devam edelim.

Tunceli’den kuzeye doğru hareket ettiğimizde Munzur Vadisi, Ovacık İlçesi tarafında yer alıyor ve Munzur Vadisi hemen Tuncel İl merkezinin yanı başında başlıyor. Zaten Tunceli de Munzur Vadisi içerisinde kalıyor.

Tunceli İl Merkezi ile Munzur Vadisinin kaynağının, yani Ovacık İlçesi Ziyaret Köyü’nde bulunan “Su Gözeleri” diye bilinen yerin arası ancak 60 ya da 70 km bir mesafe tutmaktadır. Tabi bu mesafe düz ve engebesiz bir alandaki seyahatte otomobil ile 1 saat sürebilir. Fakat Ovacık İlçesi güzergahında Munzur Su Gözelerine giden o yol çok virajlı ve engebeli olduğu için bu mesafedeki yolculuk 1 saatten fazla sürmektedir. Bir de yol üzerinde karşınıza sık sık TIR’lar ve kamyonlar (Munzur Su Dolumu tesislerinden doldurulan suları taşıyan TIR’lar ve kamyonlar) çıkmaktadır ki bu da sizin daha dikkatli araba kullanmanızı gerektiriyor.

5-001.jpg

Munzur Vadisini’nin en ucunda, Munzur Dağı eteklerinde, yani Ziyaret Köyündeki Munzur Su Dolumu Tesisleri bulunmaktadır. Burada Munzur Su diye bilinen ve içimi çok hoşa giden, PH değeri 8.45 ile Ülkemizin en kıymetli ve lezzetli sularından biri çıkmaktadır. Zaten bu suyun çıktığı yerde insan ayağını suda, yani ırmağın içinde 1 dakika bile tutamaz. Çünkü o alanda yani suyun çıktığı yerde, su buzdan farksız ve oldukça soğuk. Munzur Dağı eteklerinde onlarca noktadan adeta köpür köpür su kaynamaktadır. Munzur Vadisindeki bu suyun şifa verici ve hatta baş ağrısı, boyun ağrısı gibi bazı hastalıkları tedavi edici özellikleri olduğuna da inanılıyor. Biz bu durumu da müşahede ettik.

İşte bu noktaları görmek, buz gibi suyun serinliğini yaşamak için bir Eylül günü Ovacık İlçesine, Munzur Su Gözelerine doğru yola çıktık. Tunceli ile Ovacık İlçesi arasında ilk 8 km mesafede karşımıza Munzur Vadisi Milli Parkı tabelası çıktı. Evet bu mıntıka Milli Park statüsünde ve özel olarak korunmaktadır. Bu alanda bu tabelanın olduğu yerde biraz durup Munzur Vadisini temaşa eyledik. O alandaki tanıtım tabelasında da belirtildiği üzere Munzur Vadisini endemik türler ve flora ile fauna (bitki ve hayvan varlığı) bakımından oldukça zengin. Yaban keçileri, kurt, tilki, hatta vaşak, sansar, ayı, bazı yılan türleri gibi hayvanlar faunasını oluşturmaktadır. Flora olarak da karaağaç, akagaç, diş budak, çınar, ceviz, yabani fındık, ters lale gibi bitki ve ağaç türleri Munzur Vadisi’nde mevcuttur.

Biz misafirhaneden ayrılırken, kahvaltı yaptığımız sosyal tesiste çalışan ve bize Munzur Vadisini tanıtan Murat isimli kardeşimiz “giderken göremezseniz de akşama doğru dönüşte su içmek için Munzur Vadisine inen dağ keçilerini görebilirsiniz” dedi. Munzur Vadisindeki o günkü gezi boyunca aklımız fikrimiz hep “acaba dönüş yolu üzerinde yaban dağ keçilerini görmek mümkün olacak mıydı” sorusu üzerindeydi. Munzur Vadisini’nde yaban keçilerini bizzat, canlı canlı görecek miydik?

Bu soru burada dursun. Munzur Vadisini’nnde yolculuğa devam edelim. Munzur Vadisi Milli Parkı alanında rafting yapılan alanın yanından geçip gittik. Munzur Irmağında rafting yapıldığını görmek de güzeldi. Terör yok, korku yok. Huzur var, sükun var. Tunceli’de halk ve ziyarete gelen herkes rafting bile yapabiliyor. Muhteşem bir durum.

Munzur Irmağı bemberrak ve tertemiz akıyordu. Bunu da görmek güzeldi. Ovacık İlçesi sınırları içindeki Munzur Su Gözelerine nihayet varmıştık. Hayran kaldık bu alana. Munzur Dağı eteklerindeki o alanda adeta her yerden su kaynıyor. Buz gibi bemberrak bir su idi. Kenarında gezdik dolaştık ve doya doya su içtik. Lezzetli ve doyumsuz bir su idi. Akşam vaktine yakın bir saate kadar orada dinlendik. Nadide bir ırmağın kaynağında ve sadelik içindeki doğal güzellikler arasında, şehrin kargaşa ve curcunasından uzak çok özel, çok güzel saatler geçirdik. Ardından dönüş yoluna koyulduk. Dönüş yolunda da bir güzel yerde, ağaçlar arasında durup yine Munzur Irmağını temaşa eyledik. Irmak kenarında otlayan inekler de halinde memnun idi. Çünkü her taraf yemyeşil ve bereket dolu idi.

Dönüş yoluna çıktık ve aklımızda “yaban keçilerini görüp göremeyeceğiz” düşüncesi halen vardı. Merak ediyorduk. Görmek istiyorduk.

Dönüş vakti geldi, yola çıktık. Gittik, gittik ve o dönüş yolunda hep sağa-sola dikkatle bakıyorduk. Çünkü yaban keçilerini görmek istiyorduk. Arka koltukta oturan Kız kardeşim Kadriye birden heyecan içinde bağırdı: “Abi, yaban keçileri!” Bu ses üzerine, arabayı hızlıca sağa çekip durdurdum.

Evet, evet, işte yan tarafta, yolun kenarındaki yamaçta dağ keçileri!” Biz uzaklarda, dağ başında dağ keçilerini görmeyi umarken, yanı başımızda, yol kenarında dağ keçilerini görmüştük. Evet, tahmin ettiğimiz gibi, yolun sağında akan Munzur Irmağında sularını akşama doğru içen dağ keçileri, tam yolun solundaki dağa tırmanışa başlarken bize denk gelmişlerdi. Üç adet dağ keçisini görmüştük. Biri yavru keçi idi. Üç dağ keçisi adeta bizim kendilerini izlememize, hatta resim çekmemize izin verircesine, yolun kenarındaki yamaçta durup bize doğru baktılar. Sanki sohbet eder gibi, yaban keçileri ile baktık ve bakıştık. Resimlerimi çektik.

Doğa korunmalıdır. Munzur Vadisindeki bu ender bulunan hayvanlar ve bu tüm tabiat korunmalıdır. Munzur Vadisindeki doğanın korunduğunu ve Devletimizin gereken tedbirleri aldığını da gördük. Bu durumdan çok memnun kaldık. Tüm yetkilere ve Valisinden Belediye Başkanına, Genel Müdürlerden Bölge Müdürlerine, Mühendisinden Korucusuna, doğa korumada görev alan herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Evet, yazımızın sonunda, Tunceli Müzesi önündeki alandaki bankta sohbet ettiğimiz bir yaşlı Tuncelili ile sohbetimizde geçen şu anekdota yer veriyorum. “Terörün ve teröristlerin bölgeye korku saldığı bundan 20-30 yıl önce, evimizi, bağımızı satıp İzmir’e taşındık. Şimdi tekrar Tunceli’ye geri döndük ve bu huzurlu, güvenli günleri görmekten o kadar mutluyum ki, bu huzur ve güven ortamının kıymetini bilelim. Allah Devletimize zeval vermesin.”

İşte bu. Gerçekten de bu duaya gönülden amin diyorum. Yüce Rabbim (cc) bu birlik ve beraberliğimizi, bu huzur ve güven iklimini sonsuza dek daim eylesin. Amin.

“Tunceli ve Munzur’da gördüm huzur.

Munzur ve Tunceli, birbirine denk durur.”

Vesselam…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Sandal Arşivi