Süper Lig’de 9 hafta geride kalırken Galatasaray yoluna doludizgin devam ediyor. Sarı kırmızıları kim durduracak bilmiyorum ama öyle veya böyle kazanmaya devam ediyor. İster hakem yardımı diyin, ister kadro kalitesi diyin ne derseniz diyin son iki yılın şampiyonu bu yılın da en büyük favorisi olduğunu kabul etmek gerekiyor.

Trabzonspor ikincilik basamağındaki yerini korurken ilerleyen haftalar için de ümit vermeye devam ediyor. Bordo mavililer özellikle forvet hattı ile rakiplerinin korkulu rüyası olmuş durumda. Her ne kadar kadro aman aman üst düzey oyunculardan kurulu olmasa da takım olarak birbirin açığını kapatarak yoluna emin adımlarla devam ediyor.

Fenerbahçe’yi anlamak zor. Ligin dibine demir atmış Fatih Karagümrük karşısında ölüp ölüp dirilen sarı lacivertliler neredeyse yine puan kaybediyordu. Allah’tan Karagümrük son dakikaları 10 kişi oynadı da Fenerbahçe zorda 3 puanı alarak üçüncü sıraya yükselip yarışın içinde kalmaya devam etti.

Beşiktaş’ın ne oynadığını ne yaptığını bilen varsa beri gelsin. Bu takımı anlamak gerçekten zor. Teknik direktör Sergen Yalçın’ın, Gençlerbirliği karşısında çıkardığı kadro tam bir fiyaskoydu. Ne doğru oyuncu değişiklikleri yaptı ne de bir taktik verdi. Oyuncuları sahada kafalarına göre takıldı ve ligden düşmesine kesin gözüyle bakılan Gençlerbirliği’ne 2-1 yenildi.

Kim ne derse desin bu yenilgi Sergen Yalçın’a yazar. Bu kadro ile sahaya çıkmak ve de oyuncuların rakibi hafif alması yenilginin birinci nedenidir. Beşiktaş’ın kadrosu yetersiz değil, teknik adamı yetersiz kanımca. Çünkü bir teknik adam bile bile lades demez. Sen bile bile lades dersen rakip senin kalene iki kez gelip kalecinin bariz hataları ile seni evinde yener sende neye uğradığını şaşırırsın.

Ligimizin dört büyükleri bu durumda. Aman aman kaliteli bir ligimiz yok zaten bunu futbolseverler biliyor. Günübirlik başarıları ile kendimizi avutuyoruz, Avrupa’da aldığımız bir iki galibiyet ile taraftarın ağzıma bir parmak bal çalıyoruz sonrası yine hüsran, yine hüsran.

Galatasaray sezon başında yaptığı yatırımın karşılığını alıyor. Sarı kırmızılılar iyi oynamasa da bir şekilde kadro kalitesi ile galip gelmesini biliyor. Kadro o kadar derin ve geniş ki oyuna giren ve çıkan oyuncular birbirini aratmıyor. Hal böyle olunca rakip takımların direnci bir yerden sonra kırılıyor ve galip geliyorlar.

Yapılan yatırımlar meyvesini veriyor demek daha doğru olur. Okan Buruk üç yıldır takımın başında ve gayet başarılı şekilde yoluna devam ediyor. Gerçi Avrupa’da her ne kadar başarısız olsa da ligimizdeki başarısı onu da doğal olarak başarılı kılıyor. Bence takımı ile bütünleşen bir teknik adam kim ne derse desin.

Beni yanıltan Trabzonspor oldu. Bordo mavililere sezon başında pek şans vermiyorlardı. Kadro yetersiz ve bu kadro ile başarılı olmaları zor deniyordu. Fakat bu düşüncede olanların tamamı yanıldı. Evet derin bir kadrosu yok ama takım halinde oynayıp başarılı sonuçlar alıyorlar ki bu daha önemli. Forvet oyuncuları bir şekilde rakip savunmaları aşıp takımlarını galibiyete taşıyor. Asıl bundan sonra bu istikrarı sürdürebilir mi onu konuşmak lazım bence.

Fenerbahçe gerçekten ilginç bir takım. O kadar çok oyuncu transfer ettiler ki ben sayısını unuttum. Kim nerede oynuyor, kim yedek belli değil. Her hafta farklı bir kadro ile sahaya çıkıyorlar. Hal böyle olunca istikrar da olmuyor. Ligin sonuncusu Karagümrük karşısında ortaya konulan futbol tam bir hayal kırıklığı oldu benim açımdan.

Fenerbahçe böyle giderse yarışın içinde çok kalamayacak gibi görünüyor. Çünkü oynadıkları futbol ligin devamı için umut vermiyor. Kadro yapılanması o kadar karışık ki akıl alır gibi değil. Bana sorarsanız eğer Fenerbahçe’nin asıl sorunu oyununda bir istikrar yok ve oyundan çok çabuk düşüyorlar bu çok olumlu bir gidişat değil.

Beşiktaş’ı anlatmaya kelimeler yetmiyor, yetmeyecek. Kadrosu gayet yeterli ve iyi oyunculardan kurulu olmasına karşın neden istikrar yakalayamıyor onu Sergen Yalçın’ın düşünmesi lazım. Yalçın, kadro istikrarını sağlayamazsa ve oyuncuların pozisyonu ile sürekli oynarsa Beşiktaş, Kasım’ı görmeden yarıştan kopmuş olacak benden uyarması.