Bahattin Demiray
Dünyanızı zindan etmeyin
İnsanoğlu Dünyada soğuk-sıcak, acı-tatlı, Hastalık-sağlık, üzüntü-sevinç, aşk-kazanma-kaybetme, özgürlük gibi, insan, ruh yapısı gibi hallerle imtihan oluyoruz.
Sıhhat, afiyet, hürriyet ve hayat nimetinin farkına varmalıyız. Alıp verdiğimiz sayılı nefesleri ve yaşamanın önemi ölünce anlamamızın ne yararı olur.
Enbiya suresinde “23”Yüce Yaratıcımız. O, yaptığından sorumlu olmaz, onlar ise sorumlu tutulacaklardır. Ruhlarımızın yer yer imtihanında onun en sıkıntılı anımızda bile kendisinin varlığını hatırlatan lütfu keremini görmeliyiz.
Allah cc. yapacağından sual olunmaz o, kâinatın yaratıcısıdır, kuvvet ve azamet sahibidir, bağımsız hâkimiyete mâliktir, O halde Allah zalimleri, kâfirleri, o kötülük yapanları niçin yaratıyor?
İsterse bir zaman için olsun onların fenalıklarına niye meydan veriyor, denecek olursa O, yaptığından sorumlu olmaz. Hikmeti araştırılıp üzerinde düşünülmez değil, fakat her türlü kusurdan uzak olan Allah'ın yaptığı işlerinden dolayı. O, bütün hakimlerin hakimi, bütün sebep ve etkenlerin yaratıcısı ve icad edicisi olan, istediğini yapan tek ilâhtır.
Dilediği şekilde hareket eder, bununla beraber eğlence edinmekten münezzehtir. Hiçbir işi oyuncak değil, her yaptığı hikmetin ta kendisidir. Hikmetinin hakikati de kendi bilgisindedir. Bildirirse kitabı ile peygamberleri ile bildirir, bildirmezse yalnız kendi bilir. O'na karşı "Şu neden şöyle oldu, niçin yaptın? Söyle bakayım" gibi sorgu ve azarlamaya kalkışmak kimsenin haddi değildir.
Dünya zenginlikleri geçicidir. aldatır, oyalar imtihan yeri olduğunu ve rahat olmasını beklememeliyiz. Dünya cennet değildir. Elbette dünya için çalışmaya gerek yoktur denilemez. Dünyada ne kadar kalacaksan, onun için o kadar çalışır ve, amel yaparak Rabbimizin rızasını kazanmayı hedefleriz.
Dünyanın şerefi zenginlik, ahiretin şerefi ise takvadır. ALLAH Teâlâ için olan şeyler, rızasını kazanan kişiler dışında dünya ve dünyadakiler lanetlenmiştir. Cenab-ı Hak katında dünyanın sineğin kanadı kadar kıymeti olsa idi, oradan kâfirlere bir bardak su bile vermezdi.
ALLAH Teâlâ hazretlerine karşı, seni kulluktan alıkoyan her şey dünyadır.
Ahirette sorgulanacağımız da bir gerçektir.
Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: “Dünya müminin zindanı, kâfirin cennetidir.” buyurmuşlardır. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz: “Allah c.c. Cebrail'i, bana gönderdiği suretlerin en güzelinde indirdi. Cebrail şöyle dedi: "Ey Muhammed s.a.v. yüce Allah sana selâm söylüyor ve şöyle buyuruyor: “Ben dünyaya dostlarım için acı, bulanık, dar ve sıkıntılı olmasını vahyettim. Tâ ki, Bana kavuşmayı özlesinler. Ben dünyayı dostlarım için bir zindan, düşmanlarım için de bir Cennet olarak yarattım.
Dünyanın bizlere zindan olmasında helal olan tüm lezzetleri tatma, haram ve şüphelilere karşı cihad etme, şeytanı da düşman bilme, telkinlerine önem verme, ibadetleri takvaca yapmaya gayret eder ve öldüğü vakit rahata erer.
Allah Tealâ'nın ona hazırladığı ebedi nimetlere, kedersiz rahatlara kavuşur. Mümin kimse, Cennet ve Cemalullah gibi o kadar büyük nimetlerle karşılaşır ki, dünya hayatı bunun yanında zindan gibi kalır. Dünyanın kâfire cennet oluşu ise, dünyada bütün helal-haram ne kadar lezzet varsa tatmış şeytanı ve nefsini dinlemiş tüm arzu ve isteklerini gerçekleşmesi ile öldüğü zaman ebedi azaba ve ebedi mutsuzluğa uğrayacaktır.
Kâfir de ahirette öyle azap çekecektir ki, dünya onun yanında bir Cennet gibi kalacaktır. Dünyaya gerektiğinden fazla önem vermememiz gerektiğidir.
Rabbimiz dünya nimetlerini kâfir müslüman ayırmadan çalışan her kuluna vermektedir. Çok çalışan kâfirlere, az çalışan Müslümanlar dan daha fazla dünya nimeti vermesi de bundandır.
Dünya hayatı acılarla, üzüntülerle, sıkıntılarla doludur. Belâlar müsibetler inananlar için eksik olmaz. “Hamdım piştim yandım “demesi adına olgunlaşıp Cennete lâyık hale gelmesidir.
Cenab-ı Hakk sevgili kullarına çeşitli musibetler verir; onları 84 sabır ayetini düşünerek, tahammüle davet ederek manen kamil mümin olmamamızı bize anlatır.
Sabır ve tahammül gösterildiğinde günahlarını silen, onlara manevî makam ve mertebeler ihsan eden Cenab-ı Hakk, işte böyle dünya hayatını belâ ve felaketlerle donatmıştır. Çile ve ıstırap eksik olmaz insanın hayatında. Bazen dünya yıkılacak olur. İnsan o kadar daralır, bunalır ki nerdeyse çıldıracak dereceye gelir. Ama mümin bütün bu hallerde huzurundan pek bir şey kaybetmez. Çünkü o zahmette rahatı bulmuş insandır.
Her şeyin Allah'ın izni ve müsaadesiyle olduğuna inanır ve Ondan gelen her şeyi sabır ve tahammülle karşılar.
Kâfir dünyada da bir nevi Cehennem hayatı yaşamaktadır. Görünüşte şatafatlı, parlak bir bohem hayat geçirmektedir, inançsız insan, ölümü yokluk olarak görür. İçi ıstırap ve sıkıntılarla doludur. Geçici heva ve hevesinin onun bir mutluluğu olacağını zannederek verilen ömür sayfalarını tek tek bitirir.
Mümin ise, dünyayı âhiretin bir bekleme salonu şeklinde görür. Dünyası ne kadar sıkıntılı ve ıstıraplı da olsa, gideceği yerde rahat edeceği düşüncesiyle sabreder, şükreder. zikreder ibadet ve amel eder. Bedenen zindanda bile olsa ruhen bahçelerde, saraylardadır. Çünkü mümin acı tatlı her şeyin Allah'tan geldiğini bilir, Allah'tan gelen her şeyi hoş karşılar, tahammül eder, sabreder.. İmanın verdiği nur ve mutlulukla gerek ferdî, gerek ailevî ve gerekse toplum içinde huzurlu bir hayat yaşar. Dünyanın meşru her türlü nimetinden gerektiğince faydalanır. Onu dünya nimetlerinden uzaklaştıracak hiçbir gerekçe ve sebep yoktur. Allah, âhiret nimetlerini olduğu gibi dünya nimetlerini de mümin kulları için hazırlamıştır.
Saadet kaynağı olan iman içte olduktan ve dünya nimetlerinden mümkün olduğunca faydalandıktan sonra dünya niçin zindana dönsün?
İnsan şuur ve maneviyattan uzaklaşıp maddiyet batağına saplanıp kalıyoruz. İşte bu noktada rahmet-i ilahi imdadımıza yetişiyor; gaflet ve dalalet karanlıklarında helak olup gitmesin diye, kaza, bela, hastalık, sıkıntı ve esaret gibi bir takım maddi ve manevi musibetlerle ikazla uyarıyor. Çünkü kıyamet gününde hesap, ancak dünyada iken kendisini hesaba çekenler için kolay olacaktır diyor.
İnsan nefsi ya şeytandan ya da melekten aldığı ilhamla hareket eder. Şeytan insana yaşadığı anın tadını çıkarması yönünde cazip görünen telkinlerde bulunurken, melekler yapacağı davranışın neticesini düşünmesini ilham eder.. Basiret sahipleri ise akıllıca davranıp işin sonucunu hesap ederler.
Bu da ancak kişinin kendisini hesaba çekmesiyle olur. Bunun için Efendimiz (Sav.) in bir kudsi hadisi şerifte belirttiğine göre Allah’ u Teala cennet ve cehennemi yarattığı zaman Cebrail (As.) yanına çağırmış ve demiştir ki Ben kullarım için cennet ve cehennemi yarattım onlar için neler hazırladım. Sen önce cennete bir bak da gel onlar için ne güzellikler var, der.
Cebrail (As.) cennete gider, bakar ve geri döner. Allah’ u Teala ona sorar cennette ne gördün der. Cebrail (As.) cevap verir. Yarabbi cennet o kadar güzel o kadar güzel ki burayı gören, nimetlerini duyan herkes cennete girmek ister yarabbi. Diye cevap verir.
Peki o zaman tekrar git, bir de cennetin yollarına bak gel der Cenabı hak. Cebrail tekrar gider bakar geri gelir. Cenabı Hak ona tekrar sorar. Ne gördün der. Cebrail cevap verir. Ya rabbi cennet çok güzel ama cennetin yolları hep de insan nefsine zor gelen şeylerle dolu. Bunlar olduğu sürece çok az insan cennete girer ya rabbi der.
Cenab’ ı Hak peki öyleyse birde cehenneme bak gel der. Cebrail (As.) cehenneme gider bakar geri gelir. Yarabbi Cehennemin yolları da hep insanın nefsine hoş gelen şeylerle dolu. Bunlar olduğu sürece de çok az insan cehennemden kurtulur der.
Bu yolda başarılı olmak için Allah’ tan yardım dilemek, Allah’ a sığınmak gerekir. İnsandaki en büyük kuvvetlerden biri nefistir. Allah’ ın yardımı olmadan nefsi dizginlemek zordur. Nefis insanın karşısında her zaman en büyük engeldir. Yusuf Suresinde bahsedildiği üzere Peygamberler dahil hiç kimse nefiste uyanan arzu ve isteklerden korunmuş değildir. Yusuf Suresi 53. Ayetinde ‘Ben bütünüyle nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü Rabbimin merhamet ettikleri hariç insan nefsi kötülüğe sürüklenmeye yatkındır’ buyuruluyor.
Mevla cümlemizi nefsimizin ve şeytanın şerrinden korusun. Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.