7 Ekim den bu güne kadar, İsrail dünya tarihinde eşine rastlanmayan katliam ve soykırım yapıyor. On binlerce kadın, çocuk, masum siviller katledildi, on binlercesi ise yaralandı. Bununla birlikte Gazze’de taş üstünde taş kalmadı.

İsrail hiçbir sınır tanımaksızın, hiçbir insani değerlere önem vermeksizin, hedef gözetmeksizin bombalamadığı yer kalmadı. Okul, camii, hastane, kilise, sığınma kampları vs. Nerede canlı gördülerse orayı bombalıyorlar.

İnsanlar açlığa mahkûm edilmiş, salgın hastalıkların pençesinde kıvranıyorlar.

Gazze’de insanlar hatta hayvanlar İsrail tarafından öldürülmeseler bile açlık ve salgın hastalıklar öldürüyor.

Hani çocuklar diyorlar ya, “Gazze’de çocuklar büyümez”

Gazze hiçbir canlının yaşamadığı sessiz ölü bir şehir haline getiriliyor.

Soykırımcı alçak terör devleti İsrail, dünyanın gözü önünde canlı yayında katliam yaparak Gazze’yi işgal ediyor. Ve bu İsrail, ABD ve yandaşları tarafından çılgınca alkışlanıyor.

İsrail bununla da yetinmeyerek başta Kuran-ı Kerim olmak üzere bütün kutsallarımıza alçakça saldırıyor.

Kısaca bilinenleri tekrar özetledikten sonra asıl sorumuza gelelim.

Ey siz adı Müslüman kendisi ne olduğu belli olmayan, zenginlikte sınır tanımayan, Arap ülkeleri! İsrail denen caniyi durdurmak için daha ne yapmasını bekliyorsunuz, neyi bekliyorsunuz?

Alçak katiller yapmadıklarını bırakmadılar. Asıl niyetlerini de açık açık söylemeye başladılar. “İsrail topraklarını genişletecek”. “İşgal aralıksız sürecek”. Onlara göre Gazze tamam. Sıra Batı Şeria’da. Yine onlara göre “orası kolay”. Sırada kim var? Lübnan.

Sonra sırada kimler mi var? Siz ey adı Müslüman kendi ne olduğu belli olmayan Arap ülkeleri.

Hizbullah diyor ki, “İsrail’in birkaç saatlik işi var”. İyi tamam da neyi bekliyorsunuz?

İran, “İsrail’i dümdüz ederiz”. İyi tamam da neyi bekliyorsunuz o zaman?

Ey adı Müslüman kendilerinin ne olduğu belli olmayan Arap ülkeleri! İsrail daha ne yapmalı ki harekete geçmelisiniz? Kim rehin aldı sizi? Nasıl bir kafa yaşıyorsunuz ki üç maymunu oynuyorsunuz, on binlerce Müslümanın ölmesine ve topraklarının işgal edilmesine göz yumuyorsunuz?

Sıranın çok kısa zamanda sizlere geleceğinin farkında değil misiniz? Yoksa siz çoktan mağlubiyeti kabul edip topraklarınızı altın tepside sunup, halkınızın yok edilmesine razı mı oldunuz?

Şimdilerde bir anlaşmadır ortalıkta geziyor. Hamas ve İsrail arasında arabuluculuk görevi yapan ülkeler nasıl bir anlaşma ki, “İsrail anlaşma falan yok” derken anlaşma yollarını arıyorlar. Adamlar, “tamam anlaşalım” diyorlar ama “ biz artık Gazze’deyiz, Gazze’nin kontrolü bizim elimizde olmalı, Hamas da teslim olmalı. Aksi halde hiçbir anlaşmayı kabul etmiyoruz”

İşte 7 Ekimden hemen sonra söylediğimiz söz, “Hamas kandırıldı mı?” Bugün geldiğimiz noktaya baktığımız da, “ sizce?”

O günden bu güne ne kazandık?

Ve Hamas’ın anlaşmak için ortaya sürdüğü teklif, “İsrail topraklarımızdan çekilecek, silahlar susacak”

Peki, can kardeşlerim aylarca siz neyin mücadelesini verdiniz de ne elde ettiniz de böyle bir teklif sunuyorsunuz? Orta da Gazze diye bir yer kaldı mı? Onca insan niye şehit oldu? Filistin halkı neden ölümle, açlıkla, salgın hastalıklarla tanışmak zorunda kaldı? Eliniz ne kadar güçlü ki İsrail anlaşsın? Rehineler mi? Kendi halkını öldüren bir devlet rehineler umurlarında olur mu?

Birileri bu soruların cevabını vermek zorunda… Hamas’a hangi ülkeler “arkanızdayız, size her türlü desteği vereceğiz” deyip de kenara çekilen kim varsa hesap vermeli. Hamas da bunu açıklamalı.

Kaldırılmış olalım tamam ta bunun bedelini neden masum insanlar ödesin?

Ve şunu asla unutmayalım! Hazırlıklarımızı ona göre yapalım.

Savaş, ülkemizin kapısını sandığımızdan daha kısa süre içerisinde çalabilir…

Kendimizden başka hiç kimseye, ne inanalım ne güvenelim ne de bel bağlayalım…

İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı

Türk Dünyası Akademisyenler ve Bürokratlar Birliği Genel Başkanı

Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı