Geçtiğimiz günlerde Suriye’de muhalif gruplar Esad rejiminin elinde olan Halep’i ve YPG terör örgütünden işgalinde olan Tel Rıfat’a operasyon başlattı. Bu operasyon neticesinde bu iki şehir de muhaliflerin eline geçti.

Bu operasyon Türkiye’de çoğunlukla sevinçle karşılandı ancak bazı haklı endişeler de yok değil. Bazı muhalif grupların Selefi-Cihadçı eğilimleri göz önüne alındığında, geçmişte olduğu gibi ABD’nin bu gruplara karşı YPG/PKK terör örgütüyle tekrar işbirliğine gitme ihtimali Esad’ın elinden alınan toprakların doğrudan YPG/PKK terör örgütüne peşkeş çekilmesi sonucunu doğurabilir.

Bu operasyon özelinde en büyük kazanım ise Suriyelilerin Suriye’ye dönüşünün hızlanması olacaktır. Halep gibi büyük bir kentin Esad rejiminden muhaliflerin eline geçmesi geri dönüşlerin hızlanması açısından büyük bir gelişme olabilir. Türkiye’nin artık kaldıramadığı ve demografik bir işgale doğru giden bu sürecin bir an önce sonlandırılması ve Suriyelilerin hepsinin Suriye’ye dönme süreci bir an önce devlet eliyle hızlandırılmalıdır.

Tel Rıfat ve Halep’ten terör örgütü YPG/PKK’nın temizlenmesi üzerine terör devleti İsrail’den terör örgütü YPG/PKK’ya destek açıklamaları geldi. Sonrasında ise YPG/PKK terör örgütünün sözde komutanı Mazlum Kobani kod adlı terörist ABD başkanı Trump’ın yemin törenine davet edildi.

ABD’nin terörist elebaşına bu daveti YPG/PKK’nın uluslararası alanda daha da meşruiyet kazanmasını sağlayacaktır. Fırat’ın batısında YPG/PKK mevzi kaybediyor olabilir ancak Fırat’ın doğusunda Rakka merkezli kurduğu terör yapılanmasının da dağıtılması gerekir.

Uğruna kanlar akıttığımız mübarek topraklarımızı ne etnik temelli bir bölücülüğe ne de göç yoluyla örtülü bir işgale kurban etmemeliyiz. Terör devleti İsrail’in bir uzantısı olan YPG/PKK terör örgütüne hiçbir yerde hiçbir şekilde yaşam alanı tanımamalıyız. Aksi halde bir terör problemimiz değil bir vatan problemimiz olur.