Korucular ve onursuzlar

Geçtiğimiz günlerde DEM Parti Genel Başkanı Tuncer Bakırhan yaptığı bir konuşmada terör örgütü pkk’nın silah bırakma süreciyle ilgili konuşurken "Korucuları işsiz bırakmayacağız. Elindeki silahı al, ver sopayı, köyde hayvan baksın. Daha onurlu bir görevdir" dedi. Terör örgütünün kravatlı temsilcilerinin koruculara olan nefretinin, koruculuğu onursuz bir iş olarak görmesinin bir sebebi var.

Öncelikle koruculuk benim de dahil olduğum yani hayatı boyunca Sivas’ın doğusuna hiç gitmemiş yahut sadece birkaç günlüğüne gitmiş olanların pek de aklının almayacağı çok delikanlıca hatta delice bir cesaret gerektiren onurlu bir meslektir. Korucular köylerde yani şehir merkezine ve ilçe merkezine uzak bölgelerde görev yaparlar. Merkezden kırsala doğru gittikçe doğal olarak merkezi otoritenin yani polisin, askerin de bölgelere hakimiyeti azalır. Koruculuk da tam olarak bu eksikliğin giderilmesi için getirilmiş bir sistemdir. Yani terör örgütünün mesken edinmeye çalıştığı bölgelerde devletin tek temsilcisi koruculardır.

Korucu olmak için hesapsız olmak gerekir çünkü korucu olmak demek açık hedef haline gelmek demektir. Sadece korucular değil korucu aileleri de terör örgütü için açık bir hedeftir. En yakın karakolun kilometrelerce uzakta olduğu dağların eteklerindeki köylerde korucu olmak doğrudan terör örgütüne meydan okumaktır.

Korucuların çevresi ya terör örgütü sempatizanı köylerle ya da doğrudan terör örgütünün konuşlandığı dağlarla çevrilidir. Merkeze gitmek için bir araba bulmak bile korucular için çok zahmetli ve riskli bir iştir. Kimse korucuları ve ailelerini parasıyla dahi olsa arabalarına almak istemezler çünkü korucuların yanında görünmek dahi bölgede terör örgütü tarafından hedef alınmaya yetecek bir “kusur”dur.

Sivas’tan doğusuna doğru gidildikçe denklem biraz karmaşıklaşır bir terör örgütü pkk vardır bir de devlet. Merkezden kırsala doğru gidildikçe daha da farklı bir denklem ortaya çıkar kırsalda konuşlanan terör örgütü ve gücünün büyük kısmı merkezde olan devlet. Korucular, devletin otoritesinin azaldığı dağlardaki köylerinde devletine sadakati tercih etmiş ve çocuklarının kaçırılması, evlerinin basılması, köylerinin yakılması pahasına bu sadakati sürdürecek kadar kuvvetli bir iradeye sahip olan yiğit insanlardır.

Terör örgütünün kravatlı sözcülerinin onursuzluk olarak gördüğü onurun, şerefin ta kendisidir. Polisin, askerin en az yarım saat uzaklıkta olduğu ve bir Allah’ın bir de terör örgütünün olduğu dağlarda Allah'a güvenip devletine sadakati tercih eden korucular bu vatanın gerçek sahipleridir. Korucuları çoban yapmak isteyenler ancak korucuların yanında köpeklik yapabilir başka da bir işe yaramaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Samet CAN Arşivi