İnsan olmak mı?/Beşer kalmak mı?

Beşer olmak hiçbir çaba ve çalışma gerektirmez. Herkes doğuştan bir beşerdir. Ancak insan olmak tefekkür, düşünme, zihin faaliyeti ile kendini bilme, hayatta neden bulunduğunu, nereden gelip nereye gittiğini sorgulama faaliyetidir.

Hayvan, bitki, taş, kaya, toprak, ağaç, kartal, tilki, koyun, keçi, çiçek, böcek, yani insan dışındaki tüm varlıklar “sorgulama faaliyeti yapacak akıl ve izandan yoksun olduğu için” hepsi birer beşer mahiyetindedir ve bunun üzerindeki bir mertebeye asla çıkamaz. Ancak, akıl ve izan ile mücehhez bir varlık olarak beşer tarafı da olan Adem, “tefekkür, düşünme, zihin faaliyeti ile kendini bilme, hayatta neden bulunduğunu, nereden gelip nereye gittiğini sorgulama faaliyetiyle” beşer olmaktan insan olmaya ulaşabilir.

Bu nokta itibariyle şu denklem, şu sonuç geçerlidir: “Her insan, bir beşerdir, ancak her beşer bir insan değildir.”

Şu ihtimal de her Adem için geçerlidir. Bazı beşerler (Ademler), aklını ve izanını kullanarak insanlık mertebesine yükselir, bazı beşerler (Ademler) aklını ve izanını kullanmadıkları (ya da aklını nefsinin emrine verip aklı, zeka haline getirdikleri) için beşer olarak (hayvan olarak) kalırlar.

İnsan olmak bir mertebe ve yükselmedir. Ancak beşer olmak mertebe ve yükselme değil, başlangıç ve en basit haldir

Ah, ah, ah, insan sanılan öyle beşerler var ki, hayatı mutfak ve tuvalet arasında geçer. Hayatı yalnız mutfak ve tuvalet arasında geçen, ne ibadet, ne tefekkür, ne iyilik ve ne doğruluk bilmeyen, öldükten sonra ne olacağının kaygısında olmayan herkes beşerdir, yani hayvandır.

Son günlerde insan ve beşer ayrımına oldukça fazla dikkat çekmeye ve bu hususta tefekkür etmeye çalışıyorum.

Namaz kılıp Kuran okuyup tefekkür ve düşünce sonrası yemek ihtiyacım belirdiğinde “Haydi Ahmet, şimdi beşer ihtiyacını da karşıla” diyorum.

Bu durum itibariyle şu sonuç da geçerlidir: Her insan, beşer ihtiyacını da karşılar, ancak her beşer, insan ihtiyacını karşılamayabilir. Zaten insan ihtiyacını (kelime-i şehadet, namaz, oruç, Hac, zekat, tefekkür, ilim, irfan, kendini bilmek ihtiyacını) karşılasa beşer olmaz, insan olur.

Şu örneği de vererek şiire geçelim.

Bir Kültür ve Turizm Bakanlığı var ya. Bu Bakanlık Ademoğlu’nun ihtiyacını karşılamak için var ya. İşte o Bakanlıkta kültür ihtiyacı insan, turizm ihtiyacı beşer içindir.

Bir Kültür ve Turizm Bakanı ağırlığı ve önemi insana mı veriyor, beşere mi veriyor? Düşünsün. Eğer kültür ağırlıklı ise insan, eğer turizm ağırlıklı fikir geliştiriyorsa beşer için çalışıyordur. Tabi burada şunu da belirtelim. Adem'in beşer tarafı da ihmal edilmemeli, o taraftan gelen ihtiyaçları da karşılanmalıdır. Yanlış olan, hayatı turizmden ibaret bilmektir.

Neyse, bu kadar örnek yeter. Yazımızın başlığında yer alan soruya herkes, artık kendi açısından cevap verebilir. İnsan olmak mı, beşer kalmak mı, hayattaki en mühim soru budur.

İnsan ve beşer ayrımını ele aldığım bu yazımı da bir şiir ile sonlandırayım.

“İNSAN OL” DA “ALLAH” DE!

İnsan, öyle bir varlık ki, muazzam.

Tüm diğer varlıklardan üstün.

Dünya dediğin ne ki, hüzün ve gam.

İnsan yaklaşır ölüme, gün be gün.

İnsan, öyle bir varlık ki, muhteşem.

Tüm diğer varlıklardan görkemli.

Kıymetlidir her an, her dem.

Değer bilmek, her şeyden önemli.

İnsan, öyle bir varlık ki, müstesna.

Tüm diğer varlıklardan farklı.

Sahiptir hem akla, hem izana.

Yol gösterir, ruhundaki aklı.

İnsan öyle bir varlık ki, muamma.

Tüm diğer varlıkların en esası.

Herkes gibi yaşar, dolaşır amma.

Sığmaz Dünya’ya, olmaz ona razı.

İnsan beşer, hatası var, günahı var.

Bunun elbet var, hikmeti, sebebi.

İnsan beşer, feryadı var, ahı var.

Sabrederse olur melekler gibi.

İnsan, hep beşeri hedef kurdukça.

Etten kemikten, hayvan gibi kalır.

İnsan, beşer olmaktan kurtuldukça.

Vallahi bir melek gibi olur.

“İnsan olmak mı, beşer kalmak mı?”

Bu Dünya’daki asıl mesele bu!

“Beşer kalmak mı, insan olmak mı?”

Bu Dünya’daki mühim mesele bu!

Bu mühim meseleyi çözmek için.

İnsan ol da “Allah” de, “Hû” de, “Hû!”

Kendine bir doğru yol çizmek için.

İnsan ol da “Allah” de, “Hû” de, “Hû!”

Gece-gündüz “Allah” de, “Hû” de, “Hû!”

Hû Allah, Hû Allah, Hû Allah, Hû Allah!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Sandal Arşivi