Abdulkerim SOLAK

Abdulkerim SOLAK

Abdülkadir Özkan’ı tanımak

2025 yılının son günlerine girdiğimiz şu vakitlerde, çok sevdiğim bir insanı kaybetmiş olmam bana pek çok şeyi düşündürdü. Hem de, Abdülkadir Özkan gibi bir kıymetli insanın varlığının verdiği güven, sadakat ve mertlik duygularının ön planda olduğunu düşündüğümde…

Abdülkadir Özkan’ı tanımak, ona iyi gelmekti. Onunla sohbet etmek, çay içmek, karşılıklı kitap okumak ve en önemlisi kıymetini anlamaktı. Hayatımda ilk gazete aboneliğimi başlatmış, her sabah evime gazete gönderilmesine vesile olmuş ve kıymetli köşe yazılarını okumama öncü olmuştu.

Kendisini tanımam en az 15-20 yıllık bir sürece dayanıyor. Kıymetli evladı Mehmet Fahri Özkan ile ilkokul sıra arkadaşıydık. Mehmet’in kardeşi Yunus Emre Özkan ise benim öz ve öz kardeşimden öteydi. Kıymetli eşi Birgül Hanım da; anne şefkatini her daim bizimle hissettirmiş, her evlerine gittiğimde güven ve konfor sunmuştu beni evlatları olarak benimsemişlerdi. Kısacası, bizim samimiyetimiz aile dostluğundan öteydi.

Abdülkadir hocam, gazetecilik bölümü okumamama rağmen nasıl alaylı gazetecilik yapabilirim konusunda hep yardımcı olmuştu bana. Günümüzde de bunu uyguluyorum ve şeffaf gazetecilik nasıl yapılır kanıtlıyorum veya öyle düşünüyorum.

Bana göndermiş olduğu kitapları, her daim kitaplığımda duruyor. Bundan sonra da o kitaplara bir emanetten öte, paha biçilemez bir kıymetli eser niteliğinde sahip çıkmak benim en büyük görevim olmuş durumda.

Çok ani oldu Abdülkadir Özkan’ı kaybetmek. Oysa daha dün gibiydi parti kongresine bayrak sallayarak gidişimiz. İlk defa go-kart ve atış poligonu eğlencelerimi yaşamama da öncü olmuştu. Hayatımda görmediğim yemekleri ısmarlamış, hiç tatmadığım duyguları yaşamama vesile olmuştu.

Sonra bir haber aldım. Abdülkadir Özkan’ı kaybettik. Allah rahmet eylesin.

Babadan öte bir insan olur mu demeyin, oluyormuş…

Üzerimde çok emeği olan kıymetli bir insanı kaybetmiş olmak, yoğun çaba verdiğim hayatımda hayalini kurduğum önceliklerimi sorgulamama neden oldu.

83 yıllık bir koca çınarın yokluğu, sadece insani duygular olarak değil; geçmiş günlere dayanan hatırları da canlandırdı. Birkaç gündür nasılım, neredeyim bilmiyorum.

Ama şunu çok iyi biliyorum. İyi ki Abdülkadir Özkan’ı tanımışım diyebiliyorum.

Geriye dönüp baktığımda; ilkokul çağına uzanan süreçte hep yanımızda olan Abdülkadir Özkan’ın 30’lu yaşlarımıza gelmemize şahitlik etmesi ve başarılarımız ile gururlanıyor olması bizim için ateşten bir gömlek niteliğindeydi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkerim SOLAK Arşivi