Bahattin Demiray
Mustafa Kemal Paşa Ankara’da (27 Aralık 1919)
30 Ekim 1918’de Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletlerinin Mondros Mütarekesi’nin ardından Mustafa Kemal Paşa, 7. Ordu karargâhının lağvedilmesi üzerine Harbiye Nezareti emrine alınmıştı
27 Aralık 1919 de sabah saatlerinden itibaren davullar ve zurnalarla bütün Ankara halkı, Çankaya ve Dikmen tepelerinde hafızlar ezan ve salât okuyorlardı. Köylerden atlı ve kağnılarla binlerce kişi Ankara’ya gelmişti. Hacı Bayram Camii’nin önünde dini merasim yapıldı. Kalabalık bir Seymen Alayını, Ankara’da bulunan dervişler ile civar köylerden gelen. Bunların arkasında bütün esnaf ve mektepliler yürüyorlardı. Mektepliler İstasyon Caddesine, Seymen Alayının bir kısmı Dikmen, bir kısmı Çankaya bağlarına, Kızılyokuş eteklerine ve İstasyon yoluna dizilmişlerdi. Seymen Alayı, kızılca günlerde (milli felaket günlerinde) kurulurdu. Bu Alay, yeni devleti kurar, yeni reisi seçerdi. Türk töresinde var olan “Seymen Düzülme”, Ankara civarında Oğuz boylarından korunmuştu.
Seymen Efeleri ile Mustafa Kemal Paşa karşılaştı, araçtan inen paşa Ankaralılarla Hatırlarını sorup ellerini sıktı. Daha ileride ellerinde palalar ile genç zeybeklerle selamlaştı. Mustafa Kemal Paşa, “Arkadaşlar, buraya neden geldiniz?” diye sordu. Efeler, “millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik!” dediler. Mustafa Kemal Paşa, “Fikrinizde sabit misiniz?” dedi. Seymen Efeler, “And olsun!” dediler. Mustafa Kemal Paşa, “Var olun yiğitler!, Var olun!” diye seslendi.
Halk “yaşa” sesleriyle ve alkışlarla etrafı çınlatıyordu. Jandarma ve polis tertip almıştı… Halkın bir kısmı Namazgâh tepesinde bir kısmı da İstasyon yoluna sıralanmıştı.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti azasından Müftü Rifat Efendi, Binbaşı Fuat Bey, Kınacızade Şakir Bey, Aktarbaşızade Rasim Bey, Toygarzade Ahmet, Ademzade Ahmet, Hatip Ahmet, Kütükçüzade Ali, Hanifzade Mehmet, Bulgurzade Tevfik Beyler vardı.
Dikmen bağlarının eteğinde Eskişehir Mebusu Emin (Sazak) ve Ankara eşrafından Naşit Efendi ile arkadaşları bekliyorlardı. 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa ve Vali Vekili Yahya Galip Bey Gölbaşı’ndaydılar.
Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin yanında Rıfat Efendi, “Hoş geldiniz, safa geldiniz. Kademler getirdiniz. Memleketimizi aydınlattınız. Canla başla sizinle beraberiz!..” demişti..
Mustafa Kemal Paşa, gelirken istasyonda bulunan İngiliz Kumandanı Mister Vitol, yağız bir atın üstüne binmiş duruyor; Forbus adlı bir İngiliz, fotoğraf çekiyordu. İstasyondan ayrıldıktan sonra şehre doğru ilerlediler. Millet Meclisi olacak binada Fransız bayrağı çekilmişti.
Millet bahçesi önünden Otomobil, Karaoğlan’a ilerlemiş ve Hacı Bayram Camii’ne gelindiğinde. Kurbanlar kesilmiş, dualar edilmiş, Hacı Bayram Veli türbesi ziyaret hitamı sonra Hükümet Konağına gidilmiş.
700 piyade 3000 atlı birlikten oluşan Zeybek Alayının önünde 20 zurna ve 50 davul yeri göğü dinletiyordu.
İki sıra halinde yürüyen kılıçlı seymenler, zaman zaman zeybek oyunu oynuyorlar. Mustafa Kemal Paşa; Hükümet Konağında sevgi gösterisinde bulunanlara; “Vatandaşlarım, ne şu, ne bu kuvvet bizi kurtarabilir. Bizi sizin gibi fedakâr ve cesur halkımız kurtaracaktır” diye hitap etti. Kolordu ziyaretinden sonra Ankara Valiliği tarafından ikametine tahsis edilen Ziraat Mektebi’ne gelmişti ..
Mustafa Kemal Paşa, 27 Aralık 1919’dan 23 Nisan 1920’ye kadar yaklaşık dört ay (118 gün), Ziraat Mektebi’nde ikamet etmiş ve telgrafhane vasıtasıyla yurtla teması sağlanmış.
28 Aralık’ta Ankara’nın ileri gelenlerine ülke durumunu açıklayan bir konferans verdi. 3 Ocak 1920’den itibaren Ankara’ya gelen mebuslar Paşa ile görüşme yaptılar.
10 Ocak 1921’de Hâkimiyet-i Milliye gazetesi ve 28 Ocak 1920 tarihli “Misâk-ı Milli”, 6 Nisan 1920 tarihli Anadolu Ajansı’nın kuruluşu ve Heyet-i Temsiliye adına alınan bütün kararlar Ankara’da hazırlandı. Ziraat Mektebi’ndeki ilk günler mali açıdan da bir hayli sıkıntılı geçmişti. Ankara Belediyesinin yardımları sayesinde iaşe temin edilmiş fakat sonra para sıkıntısı baş göstermişti.
Ankara, 1917’de büyük bir yangın geçirmişti. O yıllarda harap, ağaçsız, suyu yetersiz, sıtma ile mücadele edilen, kalenin etrafında bir şehir idi,
29 Ekim 1919’da Ankara’da “Ankara Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti” kurulmuştu. Cemiyet, halktan temin ettiği 1000 lirayı Mustafa Kemal Paşa’ya bu sıkıntılı günlerde vermiştir. Heyet-i Temsiliye için ilk altı ayda 2630 küsur lira, açılacak yeni Meclis binasının tamiri için 5068 lira harcadı. Milli Mücadele’nin halka anlatılması için oluşturulan İrşat Heyetlerinin Başkanı Mehmet Akif Bey’e 20.000 kuruş verildi.
Ankara, o günkü yokluğu içinde Milli Mücadele için 912.340 lira harcamıştı. 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgali, Ankara’yı ön plâna çıkardı.
Mustafa Kemâl Paşa, bir taraftan İstanbul’un işgalini protesto ediyor, diğer taraftan Ankara’da olağanüstü yetkili bir Meclisin açılışını bildirdi.
23 Nisan 1920’de Ankara’da yeni Meclisin açılışı Ankara’yı tam anlamıyla bir merkez durumuna getirdi.
Atatürk, Ankara’nın Milli Mücadele’deki yerini şu sözlerle ifade etmiştir: “İstiklâl Mücadelesi tarihinde Ankara namı en aziz bir mevkii muhafaza edecektir. Bazılarımız iktihâmı (göğüs germeyi), hemen gayrimümkün zannedilen bu müşkilat karşısında sizler bir dakika tereddüt etmediniz. Üç sene mukaddem Sivas’tan Ankara’ya ayak bastığım zaman bir misalini geçen gün dahi göstermiş olduğunuz samimi ve kalbi tezahürat ile beni kollarınız arasına aldınız. O zaman gösterdiğiniz bu vatani cesaret sayesinde ecnebi müdahalesi ile İstanbul’da kapatılmış olan Meclis-i Mebusan daha vasî bir salahiyet ve şanı milliyet layık bir istiklâl ile Ankara’da açmak mümkün oldu. Büyük Millet Meclisi sizin muhiti hamasetinizde bîpervâ İstiklâl Mücadelesine devam edebilmiştir. Binaenaleyh Ankara, hemşehrilerimizin bu istiklâl-i vatan mücadelesinde ayrı bir hisse-i şerefi vardır.”
Türk devletin başkenti Ankara'dır, Ankara halkının ulusal hareketi gönülden desteklemesi ve oluşan Kuva-yı Milliye ruhu, İstanbul'un siyasal ve toplumsal çevresine karşı duyulan güvensizlik nedenleriyle Ankara'yı başkent yaptı.
Ankara, tarih öncesinden günümüze dek pek çok medeniyeti barındırmıştır. Gelin Ankara sevdalıları, TBMM vekilleri AZİZ ATATÜRK ‘ün mirasına, Bizde Ankaramıza sahip çıkalım. Saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.