İlkbahar mevsiminin etkisinden yavaş, yavaş çıkarken; yaz sezonunun heyecanı hepimizi sarmış durumda. Özellikle doğa ile vakit geçirmek istediğimiz tüm heveslerimizi, yaz sezonuna sakladık desem yanılmam sanırım.

Piknik ve mangal gibi etkinlikler ile aileler ve arkadaşlar güzel ve eğlenceli vakit geçirebiliyor. Bu durumlarda; mesire yerleri dışında orman sahaları çok yoğun ziyaretçi akınına uğruyor.

Bu ve bu gibi durumdan kaynaklı olarak da; çevre kirliliği ve yangın ön plana çıkıyor.

Gelecek aylarda Kurban Bayramı etkisinin ve hava sıcaklık derecelerinin artacağını da düşünürsek, ormanlık alanlarımızda hatırı sayılır bir kalabalıktan söz etmek ve bu kalabalığın meydana getirebileceği çevre kirliliği ve yangın durumlarını da göz ardı etmemek gerekiyor.

Bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı’na büyük iş düşüyor. Özellikle Büyükşehirlerde orman yasakları kararlarının Valilikler ile istişare yapılarak acil şekilde uygulanması gerekiyor.

Vatandaşlar piknik için sadece belirli mesire alanlarına yönlendirilmelidir. 2020 ve 2025 yıllarında ülkemizde meydana gelen orman yangınlarının bıraktığı enkaz yavaş, yavaş toparlanırken ve doğa yeniden can bulmuşken başladığımız yere geri dönmememiz gerekiyor.

Bu konuda ilk adım atan Sakarya Valiliği oldu.

Sakarya Valiliği’ni ise Muğla Valiliği takip etti. Sakarya ve Muğla’da Kasım ayına kadar ormanlık alanlara girişlerin yasaklanması vatandaşların piknik ve kamp odaklı tepkisi ile karşılansa bile; orman yangınlarını düşündüğümüz süreçte alınan kararın %100 mantıklı olduğunu düşünüyorum.

Antalya Valisi’de yaptığı açıklamasında; Mayıs ayı başında orman yasağı uygulayabileceklerini belirtti. Bu konuda acil kararların alınması, ormanlarımızın korunması ve ormanlık sahalarımızın gelecek nesillere aktarılması kapsamında çok kıymetli ve değerlidir.

Vatandaşlarımızın da piknik ve çeşitli açık hava etkinliklerini belirlenen alanlar içerisinde yapması %100 kıymetli olacaktır. Çünkü, ormanlar hepimizin ve bu ormanlara sahip çıkmamız hepimizin önemli görevidir.

Ormanlarda yaşayan milyonlarca bitki, ağaç ve hayvan türünün neslinin tükenmemesi, ekosistemin zarar görmemesi, doğanın dengesinin bozulmaması gibi süreçler; hepimiz için oldukça kıymetlidir.

Bundan dolayı; orman yasakları geç kalmamalı diyorum ve Tarım ve Orman Bakanlığı’na, İl ve İlçe Belediyeleri’ne, Valilikler’e ve en önemlisi İç İşleri Bakanlığı’na sesleniyorum. Ormanlık alanları korumak hepimizin görevi, lütfen daha fazla geç kalınmadan, ormanlık alanları koruma altına alalım ve geleceği hep birlikte kurtaralım.