O büyük gün geldi geçti. Kalem bırakıldı, cevap kâğıdı teslim edildi. Ve sonra… kocaman bir sessizlik. İşte o sessizlik, bazen en çok gürültü yapan şeydir. Çünkü zihninde bir yığın soru belirir: “Acaba nasıl geçti?”, “Şu soruya D yerine C mi demeliydim?”, “Ya yanlış tercih yaparsam?”

Derin bir nefes al. Çünkü şimdi yeni bir yolun başındasın. Sınav bitti ama yol devam ediyor. Hatta belki de asıl hikâye şimdi başlıyor.

Cevaplar açıklandıysa ne yapmalı?

Cevap anahtarı yayınlandıysa ilk dürtü genellikle netleri hesaplayıp moral durumunu bir tur dalgalandırmak olur. Ama unutma, asıl odaklanman gereken şey sıralama. Çünkü tercihler sıralama üzerinden yapılır, puan değil. Geçen sene 400 puanla bir yere giren biri, bu sene aynı puanla dışarıda kalabilir. Sıralama ise daha sabit bir referanstır.

Tercih süreci başlayana kadar ne bekleyelim mi? Beklemek bazen yorucu olabilir, ama pasif değil aktif bir bekleyiş seni öne çıkarır. Bu sürede neler yapabileceğini biliyor musun? İşte birkaç fikir:

• İlgi duyduğun bölümleri ve üniversiteleri araştır.
• Üniversitelerin teknoloji altyapılarını, dijitalleşme stratejilerini, inovasyon merkezlerini incele.
• Gitmeyi düşündüğün şehirlerin yaşam koşullarını öğren.
• Kendine mini bir kariyer araştırması yap.

Bu araştırmalar seni tercih döneminde bir adım öne taşıyacak. Adeta kendi dijital stratejini geliştirmiş gibi olacaksın.

Tercih listesi hazırlarken de… En kritik kural: Puan değil, sıralama üzerinden tercih yap. Her bölümün kontenjanını, yerleştirme başarı sırasını ve geçen yılki verilerini mutlaka kontrol et. “Nasıl olsa kazanırım” diyerek tek tercih yapmak cesaret değil, risk olur. Listeyi alternatifli ve dengeli oluşturmak, geleceğine yatırım yapmak gibidir.

Ya istediğim olmazsa?

Peki ya hayal ettiğin bölüm gelmezse? Hemen yıkılma. Şu soruyu kendine sor: “Bir bölüme mi bağlıyım, bir hayale mi?”
Hayalin büyükse, ona ulaşmanın birden fazla yolu vardır.

Yatay geçiş yapabilirsin. Bir yıl daha hazırlanabilirsin. Ya da dijital öğrenme platformlarından mikro sertifikalar alarak kendi alanını oluşturabilirsin.

Unutma ki, Türkiye'de her 4 üniversite öğrencisinden biri ilk yıl okuduğu bölümü değiştiriyor. Bu, hem sistemin hem de bireyin dönüşüm içinde olduğunu gösteriyor.

“Ya her şey kötü geçtiyse?”

Kulağa kötü gibi geliyor ama. Belki YKS senin için iyi geçmedi. Ama bu dünyanın sonu değil. ÖSYM’ye göre her 4 adaydan biri ertesi yıl tekrar sınava giriyor ve büyük çoğunluğu daha iyi sonuçlar alıyor.
Ayrıca Pew Research Center'a göre Z kuşağının %60'ı üniversite eğitiminin yanında çevrimiçi eğitimlerle ek beceriler kazanıyor.

Gelecekte dijital yetkinlik, klasik diplomaların önüne geçecek. Yani bir yıl “kayıp” değil; tam tersine, doğru kullanıldığında bir sıçrama olabilir.

Kapanış: Harita senin elinde

YKS bitti. Ama hayatın yolu yeni başlıyor. İster tercih dönemi ister yeni bir hazırlık yılı olsun, bu süreçte yönünü sen belirleyeceksin.