Kırşehir’in kalbinden yükselen bir vefa hikâyesi

Kırşehir...

İç Anadolu’nun mütevazı ama derin kökleri olan şehri.

Toprağından termal şifa fışkırır, türkülerinden yürek kokusu, sevgi yükselir.

Ahi Evran’ın, Hacı Bektaş’ın, Âşık paşanın, Süleyman Türkmen’inin, Şeyh Edebali’nin, Yunusun, Ozanların, şairlerin boz toprağın gönül şehri.

İşte tam da bu iki değerin buluştuğu bir yer var artık Kırşehir’de: Big Termal Otel ve onun kalbindeki gönül mekânı, Neşet Ertaş Türkü Bahçesi.

Bu sadece bir yatırım değil; bir gönül işi.

Bu sadece sıcak su değil; sıcacık bir vefa duygusu.

Bu sadece bir otel değil; bir kültür durağı, bir bellek alanı...

Ankara, Kayseri yolu üzerinde, bozkırın dinginliğine yaslanmış Big Termal, Kırşehir’in termal turizmdeki yüzünü sadece Türkiye’ye değil, dünyaya da duyurmaya aday.

Ama onu diğerlerinden ayıran bir fark var: Ruh taşıyor.

Ve o ruhun adı: boz toprağın tezenesi Neşet Ertaş.

Big Termal ’in ardında duran isim, Kırşehirli iş insanı Ercan Malkoç.

“Ana vatanım, baba yurdum” diyerek çıktığı bu yolda, memleketine yalnızca ekonomik katkı sunmakla kalmıyor; geçmişin sesini geleceğe taşıyan bir köprü de kuruyor.

Çünkü onun için başarı, sadece rakamlarda değil; hatırlamakta, yaşatmakta ve sahip çıkmakta gizli.

Oteldeki termal havuzlar, sağlık merkezleri, konforlu odalar ziyaretçilerine şifa ve huzur sunarken, hemen yanı başındaki Neşet Ertaş Türkü Bahçesi bambaşka bir kapı aralıyor: Gönül kapısı...

Bahçeye adım attığınızda, sizi doğanın içten bir kucaklayışı karşılıyor. Rüzgârda savrulan yapraklar arasında Neşet Ertaş’ın o yanık sesi çalınıyor kulağınıza: ” Dost elinden "Gel" olmazsa varılmaz, Rızasız bahçanın gülü derilmez, Kalpten kalbe bir yol vardır, görülmez, Seher vakti garip bülbül öterken, Kirpiklerin oku yar yar cana batarken Cümle âlem uykusunda yatarken...”

Bu bahçe yalnızca bir dinlenme alanı değil; bir hatırlama, bir hissetme, bir ait olma yeri.

Doğal bitkilerle bezenmiş patikalarında yürürken, sadece toprağa değil; kendi geçmişinize de basıyorsunuz.

Burası otel misafirleriyle sınırlı kalmıyor.

Şehrin dört bir yanından, hatta başka illerden gelen ziyaretçileri ağırlıyor. Gönülleri birleştiren bu mekân, Kırşehir’in kültürel belleğini taze tutan bir anı evi gibi.

Her yaştan insanın, bir türküyle sustuğu, bir başka türküyle gözlerinin dolduğu bir yer...

Ve bu hikâyenin en kıymetli yanı şu: Her şey yerelden doğdu, yerelden büyüdü.

Ercan Malkoç’un vizyonu, sadece sıcak suyun etrafında bir tesis kurmak değil; geçmişe vefa, geleceğe miras bırakmak.

Çünkü bazı yatırımlar asfaltla değil, gönülle yapılır.

Bugün Kırşehir, Big Termal’le sadece şifa dağıtmıyor; Neşet Ertaş Türkü Bahçesi ile gönüllere dokunuyor.

Ve biz biliyoruz ki; Şifanın en büyüğü, toprağın altındaki sıcak sudan değil, insanın içindeki sıcak sevgiden gelir.

İşte bu yüzden bu hikâye, sadece bir yatırımın değil; Bir vefanın, bir kültürün ve bir yüreğin hikâyesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Çam Arşivi