
Aysel Ayşe Aygün Özer
Eğitimde yeni yön, öğrenciler eski düzeni özlüyor
Müfredatta Büyük Değişiklikler
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in öncülüğünde yapılan son müfredat değişiklikleri, özellikle 2. sınıf öğrencilerini doğrudan etkiliyor. İngilizce dersleri başta olmak üzere birçok dersin ağırlığı artarken, öğrencilerin günlük okul yükü de hızla yükseliyor. Peki, bu değişiklikler gerçekten eğitim kalitesini artırıyor mu, yoksa çocukları fazladan baskı altına mı alıyor?
Yoğun Ders Programı Çocukları Zorluyor
Çocuklar artık daha uzun ve yoğun ders saatleriyle karşı karşıya. Veliler, eski düzenin daha dengeli ve çocuk dostu olduğunu savunuyor. Yeni müfredatın “yenilikçi” olduğu doğru; fakat öğrencilerin kapasitesi, günlük rutinleri ve psikolojik durumu göz ardı edilmemeli. Aksi takdirde, okul sadece bilgi aktaran bir yer değil, aynı zamanda stres kaynağı hâline geliyor.
Dengeyi Sağlamak Zorunlu
Eğitimde reform yapmak kaçınılmaz; ancak öğrencilerin kapasitesi ile dengelenmeyen değişiklikler, öğrenme sürecini olumsuz etkiliyor. Müfredatın ağırlığı ve ders temposunun artışı, motivasyon kaybına ve okuldan uzaklaşmaya yol açabilir. Eğitimde esas hedef, çocukları sadece bilgiyle donatmak değil, sağlıklı, mutlu ve meraklı bireyler olarak yetiştirmektir.
Geleceğin Eğitim Anlayışı
Yeni düzenlemeler ve değişiklikler, eğitimde kaliteyi artırmayı amaçlayabilir; fakat öğrencilerin yükü ve psikolojisi göz önünde bulundurulmadığı sürece reformlar beklenen etkiyi yaratamaz. Türkiye’nin eğitim sistemi yenilikçi olmalı, ancak çocuk dostu olmayı da asla unutmamalıdır. Çünkü eğitim, yalnızca sınav sonuçlarıyla değil, bireylerin yaşamına dokunan bir süreçtir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.