Aysel Ayşe Aygün Özer
İnsan hayatı bu kadar ucuz mu?
Son bir haftada yaşadıklarımız, ülkenin en temel gerçeğini yeniden yüzümüze çarptı: Gıda zehirlenmeleri nedeniyle onlarca insan yaşamını yitirdi. Hastanelerin yoğun bakım servisleri doldu, ailelerin umutları tükenme noktasına geldi. Oysa mesele yalnızca bozuk bir ürün, kirli bir mutfak ya da dikkatsiz bir işletmeci meselesi değil. Bu, doğrudan insan hayatının ne kadar değersizleştirildiğinin göstergesi.
Bir ülkede bir kişi bile önlenebilir bir sebepten ölüyorsa, yarım kalmış bir denetim vardır. Onlarca kişi ölüyorsa, o artık bireysel değil sistemsel bir çöküştür.
Tarım ve Sağlık Bakanlıkları’nın görev tanımı sadece rapor yayımlamak ya da sosyal medyada açıklama yapmak değildir. Denetlemek, önlemek, uyarı vermek, gerekiyorsa kapatmak ve en önemlisi halkın sağlığını güvenceye almaktır. Peki bu görevler hakkıyla yerine getiriliyor mu? Son yaşananlar, cevabın acı bir şekilde hayır olduğunu gösteriyor.
İnsan hayatı; istatistiklere sıkışmış sayılardan, “olay” olarak geçiştirilen haber bültenlerinden, cenaze törenlerinden ibaret değil. Her bir ölüm bir ailenin yıkılışı, bir çocuğun yetim kalışı, bir annenin hayat boyu sürecek bir ağırlığı demek. Bu kadar ağır bir bedeli kim ödeyecek? “Soruşturma başlatıldı” cümlesiyle vicdan temizlenebilir mi?
Sorun çok derinlerde. Gıda üretiminden dağıtım zincirine, restoran mutfaklarından pazar tezgâhlarına kadar her aşamada sıkı denetim yapılması gerekirken, yıllardır süren bir gevşeklik var. Ekonomik kriz ile birlikte ucuz hammadde arayışı, merdiven altı üretimin artması, işletmelerin maliyet düşürme çabası ve denetim mekanizmalarının göz göre göre zayıflaması… Bu zehirlenmeler aslında yıllardır biriken kusurların patlamasıdır.
Bir toplumun sağlığı, bir ülkenin onurudur. İnsan hayatı bu kadar ucuzsa, hiçbir şey pahalı değildir.
Yetkililer için belki dosyalar kapanır, haberler unutulur; ama kaybolan hayatların sessizliği kolay kolay susmaz. Bu sessizlik, kulaklarına ulaşana kadar da konuşmaya devam edeceğiz. Çünkü yaşananlar kader değil, ihmal. İhmalin olduğu yerde de kaderden söz edilemez.
Gıda güvenliği bir ülkenin geleceğine yazılan imzadır. Ya bu imzayı sağlam atacağız ya da her yeni olayda aynı acıları tekrar yaşayacağız. Başka yolu yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.