Aysel Ayşe Aygün Özer
Atatürk’ü kim sevmez, neden sevmez?
Atatürk’ü herkes sevemez. Çünkü Atatürk, kolay bir fikir değildir.
O; düşünmeyi, sorgulamayı, bilimi, kadının eşitliğini, halkın iradesini, yani “sorgulanamaz otoriteyi” reddetmeyi temsil eder.
Karanlığa alışmış olan göz, ışığa bakınca kamaşır.
O yüzden bazıları Atatürk’ü değil, onun getirdiği aydınlığı sevmez.
Atatürk, biat etmeyi değil; aklı, cesareti ve özgür iradeyi öğretti.
Korku ile değil, fikir ile yönetilen bir toplum kurdu.
Bu yüzden çıkarına düzen arayanlar, cehaleti kalkan yapanlar, gerçeğin çıplak yüzünden rahatsız olanlar onu sevmez.
Çünkü Atatürk, insanın “kendi kaderinin sahibi” olabileceğini söyledi.
Bu söz, asırlardır emir bekleyen, korkuyla yönlendirilen bir toplum için bir devrimdi.
O, kurtuluşu bir kurtarıcıda değil, halkın kendi iradesinde buldu.
“Yurtta sulh, cihanda sulh” derken bile bir milletin vicdanını, bir insanlığın ortak onurunu savunuyordu.
Atatürk, bir halkı sadece düşmandan değil, cehaletten de kurtarmak istedi.
Cephede kazandığı zaferi, kalemle, eğitimle, düşünceyle pekiştirdi.
Okullar açtı, devrimler yaptı, harfleri değiştirdi, kadına seçme hakkı verdi.
Çünkü biliyordu ki bir ülke, ancak kadınları özgürse gerçekten özgür olur.
Atatürk’ü sevmeyenler, genellikle onun aynasında kendini görmekten korkanlardır.
Çünkü o ayna, tembelliği, korkaklığı, kör inancı, çıkar hırsını gösterir.
Atatürk’ü sevmemek, çoğu zaman düşünmekten kaçmaktır.
Çünkü düşünmek cesaret ister. Oysa o, herkese bu cesareti hatırlattı.
Ama sevenler bilir ki; Atatürk’ü sevmek bir duygudan fazlasıdır.
Bu, bir bilinci, bir duruşu, bir uygarlık idealini sevmektir.
Atatürk’ü sevmek, “Ben kimim?” sorusuna korkmadan cevap verebilmektir.
Bu topraklarda nefes alırken, o nefesin bedelini bilenlerin yüreğinde duyulan bir minnettarlık hâlidir.
Çünkü Atatürk, geçmişin değil, geleceğin adamıdır. O, bir dönem değil, bir yön gösterdi.
Her kuşak kendi Atatürk’ünü yeniden keşfeder; çünkü onun fikirleri modası geçmeyen bir pusuladır.
Ve bazıları onu sevmez, çünkü o pusula, menfaate değil, doğruya döner.
Atatürk, koltuklara değil, kalplere hükmetti. İşte bu yüzden unutulmaz; çünkü o, halkının içindedir.
Atatürk’ü sevmeyenler hep vardı, olacak da. Ama tarih bir şeyi defalarca kanıtladı:
Karanlık ne kadar büyürse büyüsün, sabah yine doğar. Atatürk de o sabahın adıdır.
Çünkü Atatürk, bir isim değil; bir fikirdir. Ve fikirler, öldürülemez…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.