Abdest bozulunca değil, adalet bozulunca konuşun!

Peygamberin yolu adaletti.

O, açların halinden anlamayan zengin sofralarına değil; açlıktan karnına taş bağlayanların yanına oturdu. O, sarayların değil, sokakların sesiydi. Hakkı haykıran bir yetimin, zulme direnen bir mazlumun, haksızlıkla mücadele eden her ferdin yanında yer aldı.

Peki, şimdi soruyorum size:

Peygamberin adalet için savaştığı bir dinde, neden bazı hocalar sadece oruç mu bozulmuş, abdest tutmuş mu, top sakal kaç milim olmuş onunla meşgul?

Yolsuzluk var!

Rüşvet kol geziyor!

Liyakatsizlik diz boyu!

Yetim hakkı yeniyor, kul hakkı çiğneniyor!

Makamlar, torpil listeleriyle şekilleniyor!

Adalet terazisi kırılmış ama kimsenin umurunda değil!

Ama ne gariptir ki bu rezaletlere karşı, minberlerden çıt çıkmaz!

Cuma hutbelerinde tek bir cümle duymazsın bu haksızlıklara dair.

Rüşvetin haram olduğunu değil, tırnağın oje ile abdest olur mu olmaz mı onu tartışırlar.

İhaleye fesat karıştırmayı değil, pantolonun paçası namaza uygun mu değil mi onu konuşurlar!

Bu mu din?

Bu mu emanet edilen hakikat?

Kur’an açık: "Zalimlere meyletmeyin, yoksa ateş size de dokunur."

Ama onlar zalimlere yakın olmayı şeref sanıyor.

Saray kapılarında boyun eğip, her türlü hukuksuzluğa susuyorlar.

Rahatlarından, maaşlarından, alkışlardan olmamak için hakikati gizliyorlar.

Ama halk aç!

Gençler işsiz!

Kadınlar güvencesiz!

Çocuklar geleceksiz!

Emekliler ilaçlarını alamıyor, anneler pazarlardan artık topluyor.

Ama siz hâlâ namazın hangi rekâtında parmak kalkacak onu tartışıyorsunuz!

Ey suskun âlimler!

Siz ne zaman Allah’tan değil, insanlardan korkmayı seçtiniz?

Siz ne zaman zalimin karşısında susup, mazlumun duasından vazgeçtiniz?

Unutmayın!

Bir toplumun felaketi, önce âlimlerin susmasıyla başlar!

Sonra halkın sessizliğine bulaşır, sonra adaletin mezarına dönüşür her yer.

Sizi uyaran o söz var ya:

"Zalimlerin kapısında susan âlim, dilsiz şeytandır”

Bir nesil, hakikati ararken sizi örnek alacak zannetti…

Ama siz, haram karşısında susup helale karıştınız!

Adaletsizlik karşısında dilsiz kalıp, küçük günahların peşine düştünüz!

Şimdi artık yeter!

Sadece abdesti değil, vicdanı da bozan haller var bu memlekette.

Sadece orucu değil, umudu da çürüten bir düzen var.

Eğer susmaya devam ederseniz, bu milletin açlığı kadar, sizin sessizliğiniz de tarihe yazılacak!

Artık ya hakkı söyleyin, ya da minberleri terk edin.

Çünkü bu millet, yalnızca namaz kıldıran memur değil; aynı zamanda haksızlığı, zulmü, adaletsizliği haykıracak hocalar istiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Çam Arşivi