
Abdulkerim SOLAK
Ankara'da ilk defa su kesilmiyor
Ben 27 yaşındayım. Allah nasip etti bu günleri yaşamak mümkün oldu. Çünkü bu günleri görmem gerekiyormuş dedim. Özellikle konu Ankara ve vatandaşlarımız olunca, iyi ki bu günleri yaşamışım ve yaşamaya devam ediyorum diyorum.
Bundan 15-18 yıl önce de Ankara’da yaşıyordum. Hala da Ankara’da yaşıyorum ve aynı semtin havasını soluyorum. O zamanlarda da su kesintileri olurdu. Sincan çevresinde yer alan köylerden ve köy arası çeşmelerden el arabaları, komşularımızın traktörlerine bağlanan su tankerleri ile mahallece su ihtiyacımızı gidermeye çalışırdık.
Kıymetli anneciğim bize kızardı. Çamurla oynamayın, üstünüzü kirletmemeye çalışın evladım sularımız yok derdi. Biz de çocukluk işte ağzımız burnumuz, üstümüz başımız her tarafımız çamur olurcasına arkadaşlarla Sincan’ın eski neşeli sokaklarında keyifle oyuncaklarımız ile vakit geçirirdik.
Mahalle bakkalı bile hazır su satışına başlamıştı. O dönemde hazır su içen insana zengin gözüyle bakardık. Sonra kıymetli bakkalımız Şefik amca hazır su fiyatlarında indirim ve sonrasında da ekmek almak şartı su bidonlarını ücretsiz yaptığı kampanyayı duyurunca, zenginlerin içtiği gözüyle baktığımız hazır su bidonları ile eve boldan, boldan su almaya başlamıştık.
Hatta mahalle bakkalımız şefik amca, oğlum sizin ev nüfusu 5 kişi değil mi, neden 10 kişilik ekmek alıyorsun diyince de “şefik amca su veriyorsun ya o yüzden bol, bol alıyordum” diyordum.
Gülüp, eğlendiğimiz o günlerin geride kaldığını, şimdi bu yazıyı kaleme alırken daha iyi anlıyorum ve keşke o günler hiç geçmeseydi diyorum, çünkü mutluluk denen illeti artık yaşamak çok zora vardı. Hatta yeri geliyor zor bile değil, imkânsıza yakındı.
Gelelim asıl konumuza;
Evet. Ankara’da su kesintileri yaşandı. Kesikköprü’de meydana gelen su hattı çalışmaları nedeniyle Ankara’da ufak çaplı bir su krizi yaşandı. İnsanlar bundan 20 yıl öncesine gittik diyorken, asla şaka yapmıyordu. Ama olumlu eleştiriler de bulunmuyordu.
Her dönem su kesintisi yaşanabilir. Ama benim bahsettiğim 15-18 yıl öncelerinde yaşanan su kesintilerine baktığımda; Ankara nüfusu ortalama 4 milyon ila 4,5 milyon seviyelerindeydi. 2025 yılına baktığımızda ise; Ankara’nın nüfus oranı; 6 milyon seviyelerine çıkmış oldu.
Elbette o dönem yaşanan su kesintileri, şimdi ki gibi gündem olmuyordu. Mesela herkesin elinde telefon, sosyal medya veya çeşitli dijital uygulamalar yoktu. Bu yüzden de eleştiriler “su kesildi, gelir birkaç güne” ötesinden gitmiyordu.
Şimdi ise; “Mansur geldi su gitti” şeklinde ilginç paylaşımlar görüyorum. Haber siteleri, Mansur Başkan’ı kötüleyen haberleri paylaşarak insanların algısına yön vermeye başladı.
Olumlu veya olumsuz her türlü eleştiri yapılabilir. Sonuç itibarıyla, bu insanın bir belediye başkanı olduğunu unutmamak gerekiyor. Seçim yapıldığında alınan sonuç ne ise, bunun bir de yeni bir seçim yapılması durumunda verilen bir cevabı vatandaşın özgür iradesi ile elbet ortaya çıkacaktır.
Ancak, 15-18 yıl öncesi Ankara nüfusu ile dijitalleşen ortamda kıyas ettiğim su kesintisi gerçekten durumu ortaya çıkarıyor.
Biz o zamanlar mutluyduk. Fabrikalar üretimlerine devam eder, insanlar işine gücüne gider, öğrenciler okuldan evine hayatına devam ederdi. Hiçbir kriz yaşanmadan hayat devam ederdi. Çünkü mutluyduk ve mutluluk ihtiyaçtı. Su kesintisi hayatımıza yön vermezdi. El arabaları ile çeşmelerden su çekmeye giderken, vaktimizin değerli olduğunu anlardık.
Şimdi ise mutluluk değil, kaos ihtiyaç gibi davranılıyor. Caps sayfalarında bile Ankara’nın kıymetli dağları paylaşılarak, sular gitti Ankara kurudu algısı yapıldığını görebiliyorum. Bunların hiçbirine ihtiyaç yok. Evet. Gerçekten de su hattında oluşan arızanın, koskoca bir Belediye Başkanı kıymetli Mansur Yavaş’a ve heyetine kesilmesini anlamsız buluyorum.
Bugün Mansur Başkan’ın yerinde kıymetli Melih Gökçek’te olsa aynısını söylerdim. Çünkü ben bir vatandaşım ve bundan 10-15 yıl öncesinde de su kesintisi yaşanan Ankara’da yaşadım, bugün su kesintisi yaşandığında da Ankara’da yaşamaya devam ediyorum.
Bu konuda; Ankara’da yaşayan kıymetli vatandaşlarımızdan da su kesintisinin “parti-isim-cisim” gibi etkenler üzerinden eleştiri yapmamalarını rica ediyorum. Eleştiri yapılıyor ise, en kısa zamanda yapılacak seçimlerde cevaplarını sandıkta vermelerini temenni ediyorum.
Ama tekrar, tekrar belirtmek isterim ki; eleştiri yaparken lütfen sağlıklı eleştiriler yapalım ve iyileştirici eleştirilerde bulunalım. Çünkü biz Ankara’da yaşıyoruz ve bundan sonra da Ankara’da yaşayacağız.
Parti, isim, şahıs v.s hepsi gelir geçer ama asıl olan her zaman vatandaş ve vatandaşın birlik, bütünlüğünü koruyarak şehre sahip çıkmasından geçer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.