
Ahmet Sandal
Filistin merceğinde doğu ve batı toplumlarına bir bakış
Önce Doğu ve Batı derken, daha doğrusu Doğu ve Batı toplumları derken kastımız nedir? Bu soruyu cevaplamakla başlayalım yazımıza.
Doğu toplumlarından kasıt, Asya ve Afrika toplumlarıdır. Batı derken maksat, Avrupa ve Amerika toplumlarıdır. Elbette, tüm Avrupa ve Amerika toplumları yeknesak ve aynı gelişmiş düzeyinde olmadığı gibi, tüm Asya ve Afrika toplumları da aynı özelliklere sahip değildir. Ancak genel olarak, Avrupa ile Amerika bir yanda, Afrika ve Asya karşı yanda durduğunda bu iki taraf genel özellikleri itibariyle bir fikir verecek ve kendi içindeki toplumsal yapı bakımından benzerlikler göstermektedir.
Ne gibi benzerlikler derseniz şöyle açıklama yapabilirim.
Doğu, sosyal açıdan “içtenlik ve samimiyet” demektir. Ekonomi bakımından “fakirlik ve zaruret” demektir. Kültürel bakımdan “az okuma ve daha çok boş vakit geçirme” demektir. Siyasi açıdan da “tepeden aşağıya (dikey) yönetim ve az demokrasi” manasına gelir. Doğu toplumları bu şekildeki özelliklere sahiptir.
Peki, Batı nedir? Batı, sosyal açıdan “resmiyet ve menfeatçilik” demektir. Ekonomi açısından “zenginlik ve lüks” manasına gelir. Kültürel bakımdan “çok okuma ve arı gibi çalışma” demektir. Siyasi açıdan da “eşitler arası (yatay) yönetim ve çok demokrasi” anlamına gelir. Batı toplumları bu şekildeki özelliklere sahiptir.
Yukarıdaki tespitlerim ve bu görüşlerim elbette yüzde yüz doğru değildir. Yalnızca bir genel değerlendirmedir. Batı Ülkesi olup da az demokrasi ile yönetilen de vardır, Doğu Ülkesi olup da tam demokrasi ile yönetilen de olabilir. Doğu toplumu olup da samimiyetsiz ve menfeatçi toplumu özellikleri gösteren olabilir. Batı toplumu olduğu halde samimi ve içten davranan insanların çoğunlukla yaşadığı yerler olabilir.
Esasında benim bu yazıda belirtmek istediğim husus, Doğu ve Batı hakkındaki bu genel özelliklerden daha mühimi, Filistin ve Gazze merceğinden bakıldığında Doğu ve Batı toplumlarının nasıl göründüğüdür.
Filistin ve Gazze merceği derken de elbette kastımız bellidir. Malumdur ve tüm Dünya’nın gözleri önünde cereyan etmektedir, bir vahşet ve bir halka yönelik soykırım.
Maalesef, 7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de ve özellikle Gazze’de Müslümanlara yönelik insanlık dışı katliam ve soykırım sözkonusudur. Bu süre zarfında yani son 2 yılda terörist siyonist İsrail, Filistin ve Gazze’de insanlık dışı vahşet işlemekte, Amerika’nın 1945 yılında Japonya’nın iki kenti Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı Atom Bombasının belki de 100 katından büyük (belki daha fazlası büyüklükte) bombayı her gün masum ve sivil Filistin halkının üzerine atmaktadır. Böyle bir vahşeti, böyle canavarlığı ve böyle bir haydutluğu insanlık görmedi. Maalesef Filistin’de ve özellikle Gazze’de taş üstünde taş, gövde üstünde baş kalmadı. Yüzbinlerce çocuk, genç yaşlı, erkek ve kadın Müslüman Filistinli kardeşimiz şehid edildi.
Filistin halkına yönelik katliamlar sürerken, Dünya’nın gözü önünde siyonistler katliamlar yaparken Dünya Devletlerinin yöneticilerinin birçoğu seyirci. Seyircilerin bir kısmı “kınama yapıyor” ve terörist siyonist İsrail’i habire kınıyorlar. Seyircilerin bir kısmı “kınama da yapmıyor.”
Filistin halkının son iki yıldır çektiği bu acı ve ıstırap karşısında kınama dahi yapmayan Devlet yetkilerinin cümlesinin ta...... (Anlayana anladı) Gelelim kınamacı Devlet yetkililerine. Onları da Allah’a havale ediyorum.
Bir de Allah’a emanet ettiklerim var. 7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de yaşanılan sözkonusu katliamlar karşısında sessiz kalmayan ve sürekli eylem yaparak Filistin ve Gazze’deki bu insanlık sorununa dikkat çeken tüm toplumların fertlerini, özelikle Batı toplumlarının fertlerini Yüce Rabbime emanet ediyorum.
Gerçekten Batı dediğimiz İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya, İsveç, Norveç, İrlanda, Almanya, Hollanda, Kanada, Avustralya ve Amerika halkları ve benzeri Batı Ülkelerinin vatandaşları Filistin ve Gazze yaşanılan bu insanlık sorununa ve siyonist terörist İsrail zulmüne en büyük tepkiyi verdiler ve halen de sürekli olarak eylem yaparak (münferit ve toplu eylemler yaparak) mazlum Filistin’in yanında yer almaktadır.
Türkiye ve tüm Doğu toplumları maalesef Avrupa ve Amerika halkları kadar olamadılar. Göstermelik birkaç eylem ile güya Filistin halkının yanında olduğunu gösterdiler. Maalesef çok yetersiz eylem ve gösteri idi onlar.
Şunu belirteyim. İnsan hakları ve özgürlükleri bakımından ve mazlumlara sahip çıkma bakımından Doğu toplumları kesinlikle umut vaad etmiyor. Ancak Batı'nın siyonist ve Evanjelist olmayan halkı uyanış içindedir. Umut veriyor. Güneş Batı'dan doğacak.
Şunu da belirtmek istiyorum. Doğu toplumlarını parayla ya da korkutmayla hizaya getirirsiniz. Batı toplumları ancak bir şeye inandırmak ile ikna ile olur. Batı'da Filistin ile ilgili miting ve desteklerin bu denli yaygın ve Doğu toplumlarında bu kadar cılız olmasının sebebi budur.
Bu arada belirteyim: "Biz katıksız Doğu toplumuyuz."
Gecen gün TV’lerde gördüm. İngiltere Kraliyet Opera gösterisi sırasında dahi sanatçılar Filistin'e destek eylemi yapıyorlar. Eleştirdiğimiz bir İngiltere kadar olamadık, bir İngiliz halkı kadar olamadık.
Filistin meselesine ve siyonist terörist İsrail tehlikesine, Avrupa Ülke halkları her fırsatta dikkat çekiyorlar ve sivil inisiyatif ve sanat Dünyası muhteşem çalışıyor.
Herkes bu Ülkede sivil inisiyatifin ve sanat Dünyasının neden Filistin ve Gazze sorununa duyarsızlığı üzerinde düşünsün.
Bu ülkede öyle Batı hayranı bir kitle var ki, Batı ile her şartta aynı havuzda yüzmek, zalim de olsa siyonist Batı ile kol kola hareket etmekten zerre bir nebze mahzur görmüyorlar. Yalnız bizim Ülkemizde mi duyarsızlık? Doğu toplumları genelde duyarsız. Doğu toplumlarını uzaktan kumanda ile kontrol eder gibi birileri yukarıdan aşağıya doğru kumanda edecek ki harekete geçsin. Genel vaziyet bu.
Bu noktada şu dua ve niyazımı burada da açıklıyorum. Filistin Davasına ve Gazze'deki insanlık dramına Ülkemizdeki ve tüm Doğu toplumlarındaki sözde Müslümanlardan daha fazla sahip çıkan Avrupalı Amerikalı Kardeşlerim sizler için dua ediyorum. Allah sizlerden razı olsun. Allah sizlere İslam’ı nasip eylesin.
Bu hususta yazacak çok şey var da (mesela bu topluma yani bizim topluma 100 yıldan fazladır uygulanan “köklerinden kopartılma operasyonu” ve tüm Doğu toplumlarındaki anti demokratik yönetimlerin tesiri, krallıklarla ya da emirliklerle yönetilen Doğu toplumlarının hal-i pür melali vb gibi hususlardan uzun uzun bahsetmek isterim de şimdilik) yazımı bu dua ile bitirmek daha uygun geldi.
Vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.