
Abdulkerim SOLAK
Her işin bir zorluğu var
Son birkaç haftadır özellikle sosyal medya genelinde paylaşılan görsellerde, zincir marketlerde çalışan emekçilere yönelik söylemler yer alıyor. Zincir marketlerde bir personelin; kasa personeli, reyon görevlisi, mal sorumlusu ve mağaza yetkilisi gibi pek çok alanda birden fazla iş yaptığı ile ilgili görseller paylaşılıyor.
Özellikle zincir marketlerde çalışan personellerin mola saatlerinin az olduğu, kasa görevlisi olanların ayakta saatler boyunca çalıştığından söz ediliyor.
Ve bu tüm görseller, zincir market personellerinin ezildiğine ve haklarının az olduğu ile ilgili söylemler ile sosyal medya ve çeşitli basın platformlarında yer alıyor.
Ben bu konuda kim haklı, kim haksız konusuna girmek istemiyorum.
Çünkü kendi yaptığım iş de zor, arkadaşlarımın çalıştığı fabrika ortamları da zor. Her işin bir zorluğu var.
Artık zor denilemeyecek bir iş kalmadı desek yeridir.
Kendimden örnek verecek olursam; yıllardır evden dijital ortamda çalışan biriyim. Sabah en geç 08.00 civarında başlayan iş günüm, normal şartlarda gece 02.00 civarına kadar devam ediyor. Ama karşılığını alıyorum. Hayatımdan memnun muyum? Elbette memnunum ancak, daha 30 yaşıma gelmeden fıtık teşhisi konulan biriyim, göz derecem aldı başını gitti. Ben de ağlamalı mıyım?
İşte tüm sorun burada.
Herkes yaptığı işi sevecek diye bir durum yok. Ben de işsiz kaldığım dönemde, sırf ortamını merak ettiğim için 2017 yılında sektör değişikliğine gittim ve giyim sektörüne girdim. Mağaza ortamında yaşananları bizzat hissettim ve deneyimlerime yeni deneyimler kattım.
Sonuç olarak maksimum 7-8 ay süren mağaza personeli görevim istifa ile son buldu. Nedeni ise sürekli aynı işleri yapmaktı. İnsanlar ile ilgilenmek çok hoşuma gidiyordu. Özel haklarım ve ulaşım imkânlarım da oldukça verimliydi.
Ama ben sektör değişikliğinin bu kadar uzun sürmesi gerektiğinden yana olmadığım için, ait olduğum yere dijital basına geri dönüş yaptım. O gün bugündür aralıksız şekilde çalışıyorum. En son gittiğim tatil 2019 yılıydı. Yıl olmuş 2025 ama henüz tatil bile yapamadım. Hafta sonları bile güle eğlene çalışmak, bir şeyler üretmek hoşuma gidiyor. Parasal konuda herhangi bir sorunum olur veya olmaz ben bu mesleği yapacağım diyorum ama dediğim gibi her işin bir zorluğu var.
Babam yıllarca fabrikada çalıştı. Arkadaşım bildim bileli fabrikada çalışıyor. Babam emekli oldu ve yılların biriktirdiği yaşantılar nedeniyle kalp hastası oldu. Arkadaşım ise sabahtan akşama kadar kafasını yukarı kaldırmaktan boyun fıtığı olur dereceye gelene kadar tamir ve bakım işleri ile ilgileniyor.
Eğer ağlayacaksak, hep birlikte ağlamamız gerekiyor.
Herkes, her işi yapacak diye bir kaide yok.
Bazı marketlerde dijital kasalar yer almaya başladı. Artık kasiyerlere bile gerek yok. Fabrikaların pek çoğunda otomatik sistemler kullanılıyor. Personel sayıları azaltıldı. İşte tüm bunlar aslında işsizliği de doğuruyor ve doğuracaktır.
Bu yüzden gelişen teknoloji işimizi elimizden almadan, üretime ve kazanıma katkı sağlamalı yaptığımız işi sevmesek bile yaşadığımız hayatta tecrübeler edinmeliyiz diye düşünüyorum.
Konunun ne kasiyerin saatlerce ayakta kalmasıyla, ne de bir fabrika işçisinin yağ ve kir içerisinde çalışması ile ilgisi yok. Her işin bir zorluğu var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.