
Bahattin Demiray
Anadolu Şeyh Ali Semergant Hz.
Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri; Ankara’nın güzide ilçesi Çamlıdere’ de yaşayan velilerden.1320(H.720)de İsfahan’da doğdu, Hz. Ömer R.A. soyundan gelir; Küçük yaşta Kur’an-ı Kerimi ezberleyip, tasavvuf ilminde yüksek derecelere erişmiş. Mekke-i mükerreme, Medine-i münevvere, Şam, Kudüs, Irak, Semerkant, Çamlıdere gibi beldelerde İslamiyeti öğretmek, Allah’ın emir ve yasaklarını bildirmek için görev aldı.
Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri Mekke-i mükerremeye giderek; Kâbe-i muazzama da yıllarca imamlık yaptı. İnsanların ibadetlerini, sünnet-i şerife uygun yapmalarını sağladı. Manevi bir işaret alarak, Medine-i münevvere geldi. Hz. Muhammet s.a.v. efendimizin yedi yıl türbedarlığını yaptı. Bir gün Peygamber efendimizin kerimelerinden Hz. Fatıma R.A. annemizi rüyasında görür. Rüyada; “Ya Ali! Resulullahın huzuruna git. Seni manevi evlatlığına buyuracak!” dedi. Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri uyanınca; Resulullah efendimizin mübarek kabrinin huzuruna giderek, edepli bir şekilde diz çöküp murakabe halinde bekler! Ravza-ı mütehharadan Resullah efendimizden bir nida! “Buyur ya Ali seni manevi evladım olarak kabul ettim. Kıyamete kadar mucizem baki kalsın. Ya Ali! Öyle bir beldeye git ki, fakirlikleri nedeniyle bana ziyarete gelemeyen ümmetim seni ziyaret etsin, sen benim evladım olduğun için, sana yapılan ziyareti bana yapılmış olarak kabul ederim” sözlerini işitir. Bu duygularla Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin gözlerinde sevinç dolu yaşlar oluştu, Şükür secdesi yaparak bu kutsal görevle Anadolu’ya geçti.
Şeyh Ali Semergant: Bugünkü Ankara’nın güzide ilçesi Çamlıdere havalesine, (Şeyhler mübarek velinin ismi ile anılırken; Cumhuriyet’in ilanı ile Çamlıdere olarak tescil oldu) derviş kıyafeti ile geldi. İnsanları geçim sıkıntısı çeken, taşlık bir belde olduğunu görerek bazı kerametlerde bulundu, İslami yaymak için çok çalıştı, çobanlık yaptığı dönemde oluşan bir olayda çobanı kadıya şikâyet ederler; Kadı çobana suç duyurusunda bulunur. “Şahidin kim” sözleri karşısında. Şahidim; Allah’tır, olay yerinde hadiseyi gören ağaçlar ve kayalar var, diye cevap verir; Olay yerine gidildiğinde ağaçlar ve kayalar yerinden oynayarak yuvarlanır, bu durum karsısında, Şeyh Ali Semerkandi hazretleri; “Ey kayalar ve ağaçlar! Olduğunuz yerde durun “ buyurunca, durdular. Kadı efendi ve heyeti hayretler içinde, kerameti görürler ve velinin talebesi olarak dergâhına katılırlar. Çobanlık yaptığı dönemde namaz kılmak için abdest almağa su bulamaz. Asasını yere vurarak; “Çık! Ya mübarek su” deyince yerden tazyikle su akar, etraf su altında kalır. Aşağı tarafta ekin yıkayan kadınların ekinleri ıslanır, Çobana! “Su çıkarılacak zaman mı?” diye kötü laflar söylerler. Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri suyun çıktığı yere bakarak; “Ey mübarek su! Ne çıktığın belli olsun, ne aktığın belli olsun” buyurdu, bu söz üzere suyun çıktığı, kuyunun ağzı dışarı taşmaz, halen su çıktığı yerde akar, aynı yerede batar. O tarihlerde Osmanlı devletinin payitahtı olan Bursa’da tarla ve bahçeler çekirge istilasına maruz kalır. Mübarek sudan götürülerek, bölgede dağıtılır; Nitekim mahsuller, haşere ve çekirgeden kurtulur. Zamanın padişahı Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerini davet eder, Şeyhin geçeceği kapının eşiğine Kur’an-ı Kerim’i görünmeyecek şekilde koydurur. Semerkandi Hazretleri kapıdan geçmez ve eşikte Kur’an-ı Kerim’in olduğunu belirtir. Bunu gören Padişah şeyhin kerametine daha o anda inanır ve her imkânı karşılanarak Bursa’da yaşamasını talep eder. Ancak nazikâne bir üslupla, Resulullah efendimizin sözleri doğrultusunda Çamlıdere’de yaşayacağını, kalacağını beyan eder. Padişah’a arzu ve dileklerinin olduğunu bildirerek; Bölgeye bazı hakların verilmesini sağlar.
Şeyh Ali Semerkandi Hz. 1457 (H.862)tarihinde Çamlıdere’de vefat etti. Türbesi Külliyenin kıble kısmında, kabristanın ortasında bulunmaktadır.
Okuyucularımıza da güç, sağlık, sıhhat versin saygılarımla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.