
Ahmet Sandal
Konya-İstanbul hızlı treninde temaşa ve tefekkür
“Karaman-Konya arasında Tren'de Yazıyorum” başlıklı bir önceki yazımızın en sonunda şöyle sesleniştim: “Treniniz Konya’ya yaklaşıyor. Yazımı burada noktalayıp buradan itibaren tefekkür ve temaşa ile İstanbul’a gideceğim.”
Ya bismillah! diyerek başlıyorum. Tarih: 23 Nisan 2025 ve saat 12:23. Tren Konya Selçuklu Gar'dan hareket etti. Tren derken elbette kastımız Yüksek Hızlı Tren. Maşallah diyorum. Hem tren yolcularına ve hem de trene maşallah
Şimdi saat 12:50 sularındayız. Eskişehir’e doğru gidiyoruz. Bu arada, Eskişehir’e varmadan trende bir de deprem haberi aldık. Evet, trenimiz Konya’dan hareket ettikten sonra bir deprem haberi aldık. Depremin merkezi İstanbul’da Marmara Denizi Silivri açıkları ve şiddeti:6.2. Depremin derinliği 7 km. Evet, istikametimiz İstanbul ve gittiğimiz istikamette deprem meydana geldi. Tarih 23 Nisan 2025. Saat:12:49.
Konya-İstanbul Hızlı Treninde deprem haberini aldık ve çok tedirgin olduk. Yüce Rabbimiz (cc) Milletçe yâr ve yardımcımız olsun. İnşallah bir şey yoktur. Bu satırları yazdığım sırada trende yolcular olarak çok tedirgin vaziyette gidiyoruz. Herkes yakınını, tanıdığını arayıp durumu soruyor.
Bu arada saatv14:30 sularında trende anons yapıldı. Deprem dolayısıyla tren yollarında, hatlarda çökme ya da raylarda bükülme var mi diye kontroller yapılıyormuş. Evet, bu satırları yazdığım sırada İstanbul merkezli deprem dolayısıyla Hızlı Tren hızını azaltıp da gidiyor. Doğru bir hareket. TCDD yetkililerini makinistinden genel müdürüne, tren şefinden bakanına kadar kutluyorum.
Hızlı Tren deprem dolayısıyla oldukça yavaş bir şekilde ilerliyor. Şu anda saat 14:53 ve bir tünel içinde ilerliyoruz. Tahminen Bilecik Tren İstasyonuna yaklaşıyoruz.
Konya-İstanbul Yüksek Hızlı Tren'deyim, tarih 23 Nisan 2025 ve saat 14:55 ve tren tünelde durdu. Bekliyoruz. 2 dakika sonra hareket ettik. Oldukça yavaş gidiyoruz ve bir tünele daha girdik. Ve biraz da hızlandık. Sanırım tren yolunda gerekli kontroller yapıldı. Tren sanki normal hızına ulaştı. Ya da normal YHT hızının biraz altındaki bir hızla İstanbul’a gidiyoruz. Yine tüneldeyiz. Tüneldeyken anons yapıldı ve tahminim doğru çıktı, Bilecik İstasyonuna yaklaşıyoruz. Ve Bilecik göründü. Küçük ve şirin şehrimiz Bilecik. Osmanlı Devletimizin temellerinin atıldığı Bilecik’teyiz, saat 15:03. Bilecik’te Osmanlı Ecdadımızı bir kez daha rahmet ve minnetle anıyorum.
Bilecik’ten sonra da uzun ve kısa tünellerden geçerek ilerliyoruz. Tabi tren normal hızında gitmiyor. Deprem dolayısıyla kontrollü gidiyor. Buna şükür. Halk arasında meşhur bir söz vardır: “Geç olsun da güç olmasın.”
İstanbul yolunda Hızlı Tren ile ilerliyoruz. Şu anda (saat 15:33) hızlandık. Doğançay İstasyonunu geçtik.
Normalde deprem dolayısıyla hızımızı azaltmasaydık İstanbul’da saat 17:00 civarında olacaktık. Gecikme olduğu için saat kaçta İstanbul’da oluruz bilmiyorum.
Şu anda saat 15:49, Sakarya İl sınırları içerisinde seyahat ediyoruz. Su anda anons yapıldı. Arifiye Tren istasyonuna yaklaştığımızı beyan edildi. Saat 15:52 itibariyle Arifiye İstasyonundan ayrıldık. Bu istasyonda şu duayı Yüce Rabbime (cc) arz ettim: “Allah ariflerden eylesin.” Amin
Bilecik ve İstanbul arasındaki yol güzergahını çok severim. Her yer orman ve yemyeşil bir manzara hakim. Maşallah.
Saat 16:16 itibariyle İzmit Tren Garına vardık. Deprem dolayısıyla hızımız bazen yavaş. Şu anda saat 16:45 solumda Marmara Denizi ve İzmit Körfezinde demirlemiş irili ufaklı yük gemilerini görüyorum. Şu anda hızımız normale döndü. Tekrar yavaşladık. Solumuzda Osman Gazi Köprüsü görülüyor.
Saat 16:53’te ikindi ezanını duyuyorum. Bulunduğumuz konum Dilovası-Hersek arası ve Gebze’ye varmak üzereyiz. Saat 17:03 Gebze İstasyonundayız. Gebze Ovası, bir sefere giderken 3 Mayıs 1481 günü, Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinin ruhunu teslim ettiği yer. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
Evet, safha safha İstanbul’a yaklaşıyoruz.
Elhamdülillah saat 18:01’de İstanbul’a ulaştık.
Bu yolculuğu böyle özetledim. Bu vesile ile şunu belirtmek istiyorum. Yüksek Hızlı Tren büyük bir konfor, kolaylık, hızlı ve güvenli yolculuk. Bu hizmeti vatandaşlarımıza sunan tüm Devlet Yetkililerine en kalbi teşekkürlerimi arz ediyorum .
Yolculuk sırasında bir de şiir yazdım. Maşallah.
SEVMEZ Mİ?*
*Yüksek Hızlı Tren ile seyahatimde
Konya-İstanbul arasında yazdığım bir şiir. 23/04/2025
Bazen düz çizgi, bazen kıvrım kıvrım uzar.
Üstünde nice nice insan gezip tozar
O yollar ki, sevgiyle eylemeli nazar.
Şairler yolları sever de, yollar sevmez mi?
Durmadan gidilir hem gündüz, hem gece.
Sevgiliye ulaşılır yollardan geçe geçe.
Ruhları coşturur rengarenk, ıssız bir bahçe.
Bülbül gülleri sever de, güller sevmez mi?
Fırtınalı deniz gibi kabarır duyguları.
Çağırsa da ruhunun coşkun arzuları.
Hep özler durur, sessiz ve sakin suları.
Balık gölleri sever de, göller sevmez mi?
Seven sevdiğine küser, darılır mı hiç?
Hasret bitip de birbirine sarılır mı hiç?
İki kanat olmadan hedefe varılır mı hiç?
Kuşlar dalları sever de, dallar sevmez mi?
Ayrılık hasretiyle feryat edip de inler.
Gözünü dikti mi yola ne dağ, ne taş dinler.
Yanan bu yürekler bilmem nasıl serinler?
Mecnun çölleri sever de, çöller sevmez mi?
Aşıkları asla durduramaz hiç bir engel.
Aşık Ferhat ol da aşılmaz dağları del.
Ne olursan ol, yine gel, yine gel, yine gel.
Allah kulunu sever de, kullar sevmez mi?
Kul, Allah’ı sever de Allah kulu sevmez mi?
Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.