Hatıralardaki Cumhuriyet Bayramları

Eskiden Cumhuriyet Bayramları bir “tatil günü” değil, bir “bayram günü”ydü. Cumhuriyet’in coşkusu yüreklerdeydi... O sabah erkenden kalkılır, evlerde hummalı bir hazırlık başlardı. Anneler kırmızı kurdeleleri ütüler, beyaz gömlekler özenle hazırlanırdı. Sokaklar, balkonlar, dükkanlar kırmızı-beyaz bayraklarla süslenirdi. O bayraklar öyle hazır alınmış süsler değil, özenle ütülenmiş, yıllardır sandıklarda saklanan değerli birer emanetti. Bayrak sadece bir sembol değil, o evin Cumhuriyet’e olan minnettarlığının ifadesiydi.

Okullarda günler öncesinden hazırlık yapılırdı. Öğrenciler şiirler ezberler, marşlar söyler, prova üstüne prova yapardı. O törenlerde sahneye çıkan çocukların heyecanı, ellerinde titreyen kâğıtlar, gözlerindeki gurur bambaşkaydı. Öğretmenler, öğrenciler, veliler... herkes aynı duyguda buluşurdu: “Bu topraklar kolay kazanılmadı.”

Stadyumlarda ya da okul bahçelerinde yapılan kutlamalar, bir milletin yeniden doğuşunun sahneleriydi adeta. Halk ellerinde bayraklarla alanlara akın eder, askerî bando marşlar çalardı. “Onuncu Yıl Marşı” çalındığında herkes ayağa kalkar, coşkuyla eşlik ederdi. O anlarda ülke, tek bir yürek gibi atardı.

Akşam olduğunda evlerde, kahvelerde, meydanlarda Atatürk’ün görüntüleri siyah beyaz televizyonlarda izlenir, çocuklar ellerinde fenerlerle fener alayına katılırdı. Küçük ellerin taşıdığı o ışıklar, aslında bir milletin geleceğine duyduğu inancın sembolüydü.

Bugünse zaman hızlandı, Cumhuriyet Bayramı kutlaması bazen sadece sosyal medya paylaşımlarına sıkıştı. Oysa Cumhuriyet, ekranlardan kutlanacak kadar küçük bir değer değil. Her evde, her sokakta, her kalpte yeniden hissedilmeyi bekleyen bir ruh.

Bugün kutlamalar belki şekil değiştirdi, belki sokaklarda o kalabalıklar azaldı. Ama Cumhuriyet’in anlamı, o günkü kadar büyük, o günkü kadar kıymetli. Yeter ki biz o ruhu unutturmayalım; çocuklarımıza sadece tarih değil, o heyecanı da anlatalım.

Çünkü Cumhuriyet; sadece bir yönetim biçimi değil, bir milletin özgürlük destanı.

Ve biz, o destanın mirasçılarıyız.

Sağlıcakla kalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Saliha Yazan Arşivi