Son dönemde bölgemizdeki gelişmeler, ülkemizin savunma politikalarına daha fazla önem vermesini zorunlu kılmıştır. İsrail’in kontrolsüz hareketleri, Ukrayna savaşı ve çevremizdeki Amerikan üsleri, ülkemizin tedbirli olma gerekliliğini artırmaktadır. NATO üyesi olmamıza rağmen, NATO konseptine aykırı olarak etrafımızın ateş çemberine çevrilmesi, bir gün sıranın ülkemize geleceğinin işaretidir.

Jeopolitik konumumuzun önemi ve tarihsel mirasımız, bizi her zaman dikkatli ve hazırlıklı olmaya itmektedir. Ülkemiz; Kuzey Avrupa, Güney Asya ya da Afrika ülkesi değil, üç kıtanın kesişim noktasında, dünya medeniyetlerinin doğup geliştiği bir coğrafyadadır.

Günümüzde savunma tedbirleri sadece silah üretmek veya sayılarını artırmakla sınırlı değildir. Ortak mücadele ve hareket etme bilinci de aynı derecede önemlidir. Irak savaşı sırasında, donanım açısından geri kalmayan Irak ordusu, kararlılık ve savunma iradesi eksikliği nedeniyle mücadele edememiş ve teslim olmuştur. Halkın savunma bilincinin olmaması da işgali kolaylaştırmıştır.

Bu bağlamda, ülkemiz hem sivil savunma hem de cephe gerisi mücadelesine önem vermek zorundadır. Cephe gerisi mücadelesi, düşman kuvvetlerinin ilerlemesini zorlaştıracaktır. Modern savaşlarda gördüğümüz şehir bombalamaları, halkın reflekslerinin nasıl olması gerektiğini ve en az zararla nasıl korunabileceğini bize öğretmiştir. Yaşlılar, kadınlar ve çocukların korunması, şehir altyapısının savunulması gibi konular büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle metropollerde sivil savunma hazırlıkları yapılmalı, toplu tatbikatlarla halk bilinçlendirilmelidir. Yapılaşmada ise sığınak kültürü yaygınlaştırılmalıdır.

Sivil savunmada halkın güvenliği, moral ve motivasyonu güçlendirecektir. Sivil savunma uzmanlarının, toplumu bilinçlendirme çalışmaları bu süreçte büyük bir rol oynamaktadır. Coğrafi konumumuz nedeniyle savunma hatlarının nerelerde kurulması gerektiği, askeri planlamalarla belirlenmelidir.

Savunma kültüründe cephe gerisinin kolayca teslim edilmemesi ve düşmanın yıldırılarak geri püskürtülmesi önemli bir stratejidir. Tarihte Sultan Kılıç Arslan’ın Birinci Haçlı ordusunu Hatay’a kadar püskürtüp imha etmesi buna güzel bir örnektir.

Cephe gerisi savunma, halkın savunmasıdır. Halkın desteklemediği bir askeri mücadele başarıya ulaşamaz. Türk milleti, topyekûn askeri refleksleriyle eşine az rastlanır bir millettir. Bu nedenle hiçbir hayalperest, Türk milletinin direncini hafife alamaz.

İstersen Sulhu Salah, Hazır Ol Cenge. Barışın teminatı, savaşa hazır bir millet olmaktır. Her daim hazır bir ordu ve millet, barışın en sağlam güvencesidir.

Saygılarımla