Aysel Ayşe Aygün Özer
Yapay zeka açık uçlu soru hazırlarsa
Eğitimde yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Yapay zekâ artık sadece öğrencilerin ödevine yardım eden bir araç değil; kimi yerlerde öğretmenin bile yerini alabilecek bir güç olarak görülüyor. Son tartışma ise oldukça kritik: Yapay zekâ açık uçlu sınav soruları hazırlamalı mı?
Kulağa verimli geliyor. Binlerce soruyu saniyeler içinde hazırlayan, konulara göre analiz yapan bir sistem… Üstelik tarafsız, yorgunluk bilmeyen, hata payı az bir “yapay öğretmen”. Ancak işin içinde insan zihnini ölçmek, yorum gücünü tartmak varsa, orada mesele sadece hız ve verimlilik değildir.
Bir açık uçlu soru, sadece bilgiyi değil; düşünmeyi, yorumlamayı, sezgiyi ölçer. Bu da sadece algoritmayla değil, insanın dünyayı algılayış biçimiyle ilgilidir. Yapay zekâ, veriye dayanır; ama insan, duygusuna, deneyimine, kültürüne dayanır. Bir öğrenci “adalet” ya da “özgürlük” üzerine yazarken hangi kelimeleri seçtiğini yalnızca bilgiyle değil, yaşadığı dünyayla belirler. İşte o farkı ölçmek için hâlâ insana ihtiyaç var.
Elbette teknolojiyi reddetmek çağ dışı bir tavır olur. Yapay zekâ, öğretmene yardımcı olabilir; örnek sorular üretebilir, değerlendirme süreçlerini hızlandırabilir. Ancak “yardımcı” olması ile “hakem” olması arasında büyük fark vardır. Değerlendirme, eğitimde adaletin merkezidir; adalet ise bir algoritmaya teslim edilemez.
Yapay zekâ, bizim yerimize düşünmemeli; bize daha iyi düşünmeyi öğretmeli.
Eğer eğitim sistemini insandan uzaklaştırırsak, sonunda bilgili ama düşünemeyen bir kuşak yetiştiririz.
Teknoloji, insanı tamamlamalı; onun yerini almamalı.
Eğitimde akıl gerekli, ama vicdan da şart.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.