Aysel Ayşe Aygün Özer

Aysel Ayşe Aygün Özer

Ana dil konuşulur, eğitim dili inşa edilir

Ana dil-eğitim dili ayrımı, tartışılırken çoğu zaman sloganlara kurban ediliyor. Oysa mesele ne romantik bir “ana dil kutsaldır” hamasetiyle ne de “ortak dil şarttır” kestirmeciliğiyle geçiştirilecek kadar basit. Konu, doğrudan düşünme biçimimizle, toplumsal eşitlikle ve devletin kendini nasıl tanımladığıyla ilgilidir.

Ana dil, insanın dünyayla kurduğu ilk bağdır. İnsan düşünmeyi, sevinmeyi, korkmayı ve itiraz etmeyi ana diliyle öğrenir. Bu yüzden ana dil yalnızca bir iletişim aracı değildir; zihnin evidir. Çocuk, ana dilinde kendini ifade edebildiğinde öğrenmeye açılır. Kelimeler yabancı gelmediği için kavramlar da ürkütücü olmaz. Bu, ideolojik bir iddia değil, pedagojik bir gerçektir.

Eğitim dili ise başka bir düzlemdedir. Eğitim dili, bir devletin ortak kamusal alanı nasıl kurduğunu gösterir. Hukukta, bilimde, akademide ve bürokraside aynı kavramlarla düşünebilmenin zemini eğitim diliyle inşa edilir. Bu yüzden eğitim dili bireysel bir tercih değil, toplumsal bir sözleşmedir. Devletler bu dili belirlerken birliği, sürekliliği ve ortak hafızayı gözetir.

Sorun, bu iki alanın bilinçli biçimde birbirine düşman gibi sunulmasıdır. Ana dil ile eğitim dili çatışmak zorunda değildir. Bir çocuğun ana dilinde okuma-yazma öğrenmesi, masallar dinlemesi, temel kavramları içselleştirmesi; ortak eğitim dilini öğrenmesine engel olmaz. Aksine, güçlü bir ana dil zemini üzerine kurulan ikinci bir dil, daha sağlam öğrenilir. Zayıf temele bina dikilmez; dikilirse de ilk sarsıntıda çöker.

Ancak burada açık konuşmak gerekir: Eğitim dilini tamamen parçalamak, her talebi “hak” ambalajıyla sunmak, sonunda kimseye fayda sağlamaz. Ortak eğitim dili yoksa ortak düşünme de yoktur. Ortak düşünmenin olmadığı yerde kamusal akıl da dağılır. Bu durum, eşitlik üretmez; yeni eşitsizlikler doğurur. Çünkü güçlü olan yine yolunu bulur, zayıf olan ise kendi dilinin içine hapsedilir.

Bu yüzden doğru yaklaşım nettir: Ana dil korunur, yaşatılır ve eğitim sürecine destekleyici biçimde dahil edilir; eğitim dili ise ortak kalır. Biri insanın köküdür, diğeri toplumun çatısıdır. Kökü inkâr ederseniz insanı kurutursunuz; çatıyı yıkarsanız herkes yağmurun altında kalır.

Dil meselesi, kimlik kavgası değildir. Dil meselesi, zihin inşasıdır. Bunu görmeden yapılan her tartışma, gürültü üretir ama çözüm üretmez. Ana dil konuşulur; eğitim dili ise bilinçle, akılla ve sorumlulukla inşa edilir. Bu denge bozulduğunda bedelini ideolojiler değil, çocuklar öder.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aysel Ayşe Aygün Özer Arşivi