
Ahmet Sandal
Başçavuşun eşeğinin gaz çıkarması ve diplomasi
Terörist siyonist İsrail, Dünya’nın gözü önünde etrafındaki Ülkeleri bombalıyor, füze atıyor ve kafasına göre hareket ediyor. Çoluk çocuk demeden, sivil asker ayırmadan ve hiçbir insani vicdani kaygı taşımadan vuruyor. Terörist siyonist İsrail, fütursuzca saldırıyor ve aşağılık bir halde alçakça vuruyor. Ve bölgenin güvenliği için terörist siyonist İsrail büyük bir tehlike teşkil ediyor.
Bölge hatta tüm insanlık için tehlike teşkil eden terörist siyonist İsrail, bugün (17 Temmuz 2025 günü) Suriye'ye saldırdı. Bir bağımsız Ülkenin başkentine saldırdı ve Suriye'nin Genel Kurmay Başkanlığı binasını yerle bir etti. Ve saldırının olduğu günün akşamında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi acil olarak toplandı. Ve toplantıda diplomatlar, Suudi Arabistan, Rusya, İngiltere, Suriye, Güney Kore, Pakistan ve diğer BMGK üyesi Ülkelerin temsilcileri diplomatlar “kınıyoruz, kınıyoruz, kınıyoruz” diyerek konuşup konuşup durdular.
Meşhur bir söz vardır ya, “mantıksız bir iş yapıp ve yapıp yapıp aynı yere dönüldüğünde, o mantıksız işi yapanlara “sen ne yiyorsun da bunları hep tekrarlıyorsun” denilir.
Gerçekten bu diplomatlar ne yiyor böyle? Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde toplanmışlar terörist siyonist İsrail’in Suriye'ye saldırısı üzerine bir şeyler söylüyorlar. Kınayıp kınayıp duruyorlar. Ey diplomatlar, konuştuğunuzun zerre kadar faydası yok. Yine de yılmadan-bıkmadan habire konuşuyorsunuz. (Şimdi diyeceksiniz ki diplomatlar ne yapsın, adamlar Ülkelerinin resmi görüşünü dile getiriyor, denilebilir. Gerçi “istifa etmek” diye bir davranış var. Ancak onurlu insanlar bu davranışı gösterebilir) İstifa etmeyen ve habire “kınıyoruz, kınıyoruz” diyen diplomatlar ne yiyor böyle? Biliyor musunuz, konuştuğunuzun zerre kadar faydası yok. Yine de yılmadan-bıkmadan habire konuşuyorsunuz. Ancak tesiriniz hiç yok. “Başçavuşun eşeği” deyimi ya da fıkrasındaki gibi tesirsizsiniz.
Dilimizde "başçavuşun eşeğini mi os....yor?" diye bir deyim var. O deyim bir fıkradan geliyor.
“Başçavuşun eşeği mi os...yor” deyiminin fıkrasını ve manasını bilen biliyor. Bilmeyenler için anlatalım. “Eski zamanlardan bir günde, birkaç kişi bir ilçede Başçavuşun evine misafir olmuşlar. Misafirlerin yemek yediği avlunun az ilerisinde bir ahır ve içinde de Başçavuşun eşeği varmış. Başçavuş misafirleri ile avluda kurulan sofrada yemek yerken, ahırın yanındaki evin bir odasından kavga-gürültü sesleri geliyormuş. Sesler o kadar rahatsız edici hale gelmiş ki, misafirler Başçavuşun gözünün içine bakmışlar. Başçavuş evinin bir odasından gelen seslerin nedenini biliyormuş. Evinde bir odada eşi ve kızı garip garip ses çıkartarak gürültü yaparken çok mahcup olmuş ve gerçeği açıklayamamış, suçu eşeğinin üzerine atmış. “Efendim önemsiz bir durum. Siz keyfinizi bozmayın. Ahırdaki bizim eşek os...yor” demiş.
O günden sonra “sözü kaale alınmayan, sözü önemsiz görülen” kişiler için, “beni niye dinlemiyorsunuz, Başçavuşun eşeği mi os....yor” diye bir deyim meydana gelmiş.
Bu fıkrada sonra tekrar gündeme döndüğümüzde, gerçekten, uluslararası ilişkilerde ve Birleşmiş Milletlerde alınan diplomatik karar ve demeçler, diplomatların söz ve konuşmalarının (sözkonusu eğer terörist siyonist İsrail’in saldırılarına karşı bir tepki ise kınamadan öte gidemiyor) hiç bir tesiri yok.
Bu durumda, konu terörist siyonist İsrail ile ilgili BM’de bir diplomatın kınaması ise, tesirsiz kaldığı için bu fikre aklıma geliyor. “Ha Başçavuşun eşeği fıkrası, ha terörist siyonist İsrail kınanması. Hiç farkı yok. (Bu deyim konuşmaların önemsizliği ve işe yaramadığı bağlamında bir teşbih olup hakaret ya da hor görme maksatlı bir söz değildir. Yalnızca bir benzetmedir)
Bu durumda kimse kusura bakmasın ve hiçbir Ülkenin, hiçbir diplomatını hedefe almadan ortaya konuşuyorum. Birleşmiş Milletler’in özelikle Güvenlik Konseyi’nde konuşan ya da başka uluslararası ilişkilerle ilgili kuruluşlarda konuşan diplomatların demeçleri, eğer sözkonusu terörist siyonist İsrail’in kınanması ise o kadar gereksiz ve önemsiz ki, fıkrada geçen “Başçavuşun eşeğinin gaz çıkarması” fıkrası akla geliyor.
Bu fıkra, ancak şu gerçek. Dünya halkları artık “terörist siyonist İsrail’in kınanmasından bıktı.”
Yeter artık, terörist siyonist İsrail’i kınamayın ve saldırgan katliamcı terörist siyonist İsrail’e karşı güç kullanın ve bu haydut terörist siyonist İsrail’i artık durdurun.
1948 yılında kurulan terörist siyonist İsrail, 77 yıldır zulüm işliyor ve özellikle de 7 Ekim 2023’ten beri Filistin’de ve özellikle Gazze’de Müslümanlara yönelik insanlık dışı katliam ve soykırım yapıyor. Terörist siyonist İsrail, çoluk çocuk demeden, kadın erkek ayırmadan ve yaşlı genç dinlemeden insanları öldürüyor.
77 yıldır terör işleyen bu siyonist oluşuma karşı ancak “kınama, kınama ve kınayanlar da diplomatik toplantılardaki bazı Ülke temsilcileri.”
Ne faydası var bu kınamaların? Ne faydası var diplomatik bu söylemlerin?
Bomboş işler bunlar.
Evet, yine terörist siyonist İsrail saldırdı ve terörist siyonist İsrail'in Suriye'ye saldırıları üzerine BM Güvenlik Konseyi toplandı. İngiltere, Rusya ve benzeri Ülkelerin temsilcileri "endişeliyiz" diye demeç verirken terörist siyonist İsrail’in aynı saatlerde Suriye üzerinde İHA'lar uçuruyordu.
Diplomasi ve uluslararası ilişkiler terörist siyonist İsrail'in elini güçlendiriyor ve zaman kazandırıyor.
Bu ahvalde bir Müslüman lider ya da bir Müslüman diplomat hâlâ diplomasiden medet umuyorsa, Allah akıl versin.
Ha Başçavuşun eşeği, os.... muş, diplomatik demeçler verilmiş. Hiçbir farkı yok. Maalesef, dost açık söyler, acı söyler. Bu ahvalde yine tekrar ediyorum ve kimse alınmasın, çünkü bu yalnızca bir benzetmedir. Teşbihte hata olmaz. Konu terörist siyonist İsrail'in saldırganlığı olduğunda, diplomatik söz ve konuşmalar bomboştur.
Diplomasi hikayedir. Şu gerçekleri kimse unutmasın:
Büyük Devlet olursan Savaş Bakanlığın olur.
Küçük Devlet olursan Savunma Bakanlığın olur.
Büyük Devlet olursan, nereyi vuracağını düşünürsün.
Küçük Devlet olursan nereden vurulacağını düşünürsün.
Büyük Devlet olursan BM ve benzeri uluslararası kuruluşlar umurunda olmaz.
Küçük Devlet olursan BM ve benzeri uluslararası kuruluşlardan beyhude yardım umarsın.
Şairin "to be or not to be" (olmak ya da olmamak) dediği nokta bu mu acaba?
Ey hep kınayan diplomatlar ve terörist siyonist İsrail'i kınamakla günü kurtaran Müslüman Ülkelerin liderleri beni dinleyin: “Silahla hareket edenleri ancak silahla durdurursunuz, kınama ile değil.”
Yazımızın sonunda çok kısa bir dua ve kısa bir hatırlatma: “Allah (cc) yâr ve yardımcımız olsun. “Terörist siyonist İsrail’i Allah’ın yardımıyla Biz yok edeceğiz.” Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.