
Alperen Aydın
Katranı kaynatsan olur mu şeker?
Geçen hafta Perşembe günü, 27 Şubat’ta bebek katili aponun açıklaması Diyarbakır ve Van’da kurulan dev ekranlar ve TV kanalları aracılığıyla duyuruldu. Açıklamanın öncesi ve sonrasında dikkatimizi çeken hususları sizlerle bu hafta köşemde paylaşacağım.
DİYARBAKIR VE VAN’DA apocuların TİMSAH GÖZYAŞLARI
Diyarbakır ve Van’da dev ekranların kurulmasının amacı neydi? Bu iki şehrimizi Türkiye’nin diğer 79 ilinden ayıran nedir? Bu başlı başına Diyarbakır ve Van halkına yapılmış bir hakarettir. Siz bunu yaparak bu illerimizi kürtçülüğün hedeflerine kurban ettiniz.
aponun açıklamasını kurulan dev ekrandan izleyen apocularun olmayan duygularıyla timsah gözyaşları döktüğü görüntüler servis edildi. Ayrıca Teröristbaşı aponun adeta bir Kürt lideri gibi sunulması Kürtlere yapılmış büyük bir hakarettir.
ARTIK SUÇ OLMAYAN SLOGAN: biji serok apo
aponun barış (!) çağrısının okunduğu İstanbul’daki bir otelde, yayın öncesi ve esnasında sık sık zılgıt sesleri ve “biji serok apo” gibi bebek katilini öven sloganlar atıldı. apocular İstanbul’un göbeğinde Türk milletine şovunu yaptı.
50 YILLIK BEBEK KATİLİNİN ADI İMRALI OLDU!
O gün dikkatimizi çeken bir diğer husus ise hemen hemen bütün TV kanallarında apo itinin açıklamalarında apodan “Bebek katili”, “Teröristbaşı”, “pkk elebaşı” yerine “İmralı” diye bahsedilmesidir. 50 yıllık katilin adının İmralı olarak sunulması sonuç ne olacaksa olsun boynumuzu büktü, gururumuzu incitti. Birçok şehit ailesi de yapılan onursuzluğa tepkisini ortaya koymakta gecikmedi.
APO İTİ AÇIKLAMASINDA KUYRUĞU DİK TUTTU
Açıklamasında “PKK; Kürt realitesinin inkarı, başta ifade olmak üzere özgürlükler konusunda yasaklardan kaynaklı oluşan zeminde doğmuştur” diyen apo iti, şark kurnazlığı ile terör örgütünün kuruluşunu haklı bir sebebe dayandırmaya çalışıyor.
DEM’li Sırrı Süreyya Önder, açıklamanın sonunda bebek katilinin ayrı bir notunu da okudu: "Bu perspektifi ortaya koyarken şüphesiz pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir."
Köpek köpekliğini yaptı, kuyruğunu dik tuttu. Güya pkk’yı, istediğini silahlı mücadele sonucunda alacak haklı bir direniş örgütü olarak gösterdi. Eğer pkk’yı hukuki olarak tanımazsanız ve siyaset hakkı vermezseniz, silah bırakmayız ve örgütü feshetmeyiz, demeye getirdi…
Barış ve kardeşlik adı altında Türk Devlet ve Milletine yapılan bu tehdit ve şantajı biz kabullenemedik.
YPG TERÖR ÖRGÜTÜ NE OLACAK?
apo itinin örgütün kendini feshetmesi ve silah bırakması yönündeki çağrısına, pkk ve pyd liderlerinden olumlu gözüken yanıtlar gelirken terör örgütü pkk’nın Suriye kolu YPG/SDG elebaşı Mazlum Abdi "Bizi kapsamıyor" diyerek silah bırakmaya yanaşmadı. Hatta “Türkiye şimdi bizi hangi terör örgütü ile ilişkilendirip saldıracak” minvalinde konuştu. 4 Mart’ta ise DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları: "Öcalan’ın çağrısında YPG adı geçmiyor" dedi.
Zaten Türkiye’de gücü kalmayan pkklı teröristlerin ve kandil yönetim kadrosunun, Suriye’de güçlenen YPG’ye katılması hâlinde pkk’nın silah bırakması ne işe yarayacak? Bu çağrıya karşılık tavizler verildi mi? YPG terör örgütünün Suriye’de devletleşmesine nasıl bir karşılık verilecek? Mesele çok uzun…
KATRANI KAYNATSAN OLUR MU ŞEKER?
Bir yandan Devlet Bahçeli İmralı Açıklamasını önemli ve değerli buluyor, çağrının hemen ardından Tuncer Bakırhan, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'i arayıp teşekkür ediyor. Teşekkürlerinde Demirtaş’ı da ihmal etmeyerek onu da telefonla arıyor. Diğer yandan Cumhurbaşkanı süreç yeni safhaya geçti diyerek destekliyor.
Daha önce de yazılarımızda belirttiğimiz gibi bizim safımız apocuların safıyla bir değil. Yukarıda belirttiğimiz hususlarla birlikte başından beri bu süreci desteklemiyoruz.
Bebek katilinin adını İmralı koyup, apoculara güvenip yeni bir süreç hayali kuranlara “Katranı kaynatsan olur mu şeker?” diyor lafın devamını size bırakıyorum…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.