SURİYE BİZİM NEYİMİZ OLUR?

Suriye, tarihi ve kültürel bağlarımızla sıkı sıkıya kenetlendiğimiz bir coğrafya…

Bizi oraya bağlayan çok şey var: Türkmenlerimiz, Sahabe efendilerimiz, alimlerimiz, kardeşlerimiz, şehitlerimiz, şehirlerimiz…

Halep’i, Yozgat’tan ayıran Türk, Türk değildir kanımca. Suriye savaşında Halep’in o mahzun görüntüleri hiç gözümüzün önünden gitmezdi. Çok şükür Halep kalesine Türk bayrağının asıldığını, arkadaşlarımızın Halep kalesinden bizlere selamlar gönderdiğini gördük. Sevindik, tekbirler getirdik.

Suriye’de yıllardır işkence ve katliamla hüküm süren Esed ailesinin, mücahitlerin büyük gayreti ile devrilmesi hepimizi mutlu etti. Kurulan yeni hükümetin Türk devleti ile çok güzel ilişkiler geliştireceğini görüyoruz. Suriye halkı bizim hep kardeşimizdi, umarım yönetimi de hep kardeşimiz olur.

MÜLTECİ KRİZİNİ YÖNETEMEDİK

Bu kardeş coğrafyaya her dönem olduğu gibi kardeşliğimizin gereğini sonuna kadar yaptık ama mülteci krizini yönetemedik.

Gelen herkesi kim olduğuna bakmadan aldık ama gitmek isteyen kimseyi göndermedik.

Gelen Suriyeli nüfus, şehirlerimize çok kontrolsüz bir şekilde dağıldı. Bu dağılımın denetimsizliği sonucunda bazı şehir, ilçe, mahalle ve semtlerde yoğunluk oluşturdular. Oluşan bu yoğunluğun içinde sorun çıkmaması imkansızdı. Hepimizin canını sıkan birçok olay yaşandı. Kardeşliğimizin arasına gölge düşürür gibi olan bu olaylar, Türk milletinin değil hükümetin denetimsizliğinin sonucudur.

Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar emanet olarak korunup kollanırken ki doğrusu da budur, gereksiz genç erkek nüfus sorunların ana etkeni oldu.

Gelen Suriyeliler içerisinde suç kaydı olanlar ve temiz bir zihniyete sahip olamayanlar ayıklanmalıydı. Başında yeterli sayıda erkek bulunan ailelerden, genç ve ailesi üzerinde sorumluluğu olmayan erkekler, vatan mücadelesi için ÖSO’ya teslim edilmeliydi.

Vatan ve aile gibi bir derdi olmayanların başımıza dert olduğu günler yaşadık. İhalesi hem masum Suriyelilere hem kucak açan Türk milletine kaldı.

Şimdi ise Suriye yavaş yavaş toparlanırken kontrollü bir şekilde geri dönüşü sağlamalı, artan ekonomik yükümüzü hafifletmeli, yoğun mülteci nüfusunu en aza indirmeliyiz.

Hani derler ya ‘’Kardeşiz ama herkes yerinde güzel.’’

SURİYE TÜRKMENLERİNİN HAKLARI

Suriye savaşında destan yazan Türkmenlerimizin, Suriye’de anayasal güvenceyle haklarının tamamını alması gerektiğine inanıyor, Türkmenlerin hem nüfus olarak en büyük ikinci hem nüfuz olarak Suriye’nin önde gelen milleti olduğunun gözden kaçırılmaması gerektiğini ifade ediyoruz. Türk Devleti de Türkmenlerimizin hak ve hukukunun yakından takibini yapmalı ve yeni Suriye Hükümetine bunu hissettirmelidir.

Sednaya Hapishanesi gibi onlarca yerde Suriye Müslümanlarına işkence, katliam ve tecavüzde bulunan Şebbiha’ların hak ettiği cezayı bulması duasıyla, Suriye Müslümanlarının büyük zaferini kutluyoruz.

Bir zaferi daha Suriye’nin doğusunda zorbalıkla bulunan PKK/PYD/YPG’nin kontrol ettiği bölgeleri temizlediğimizde kutlayacağız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alperen Aydın Arşivi