Bir hafta önce okullar kapandı ve öğrenciler tatile girdi. Öğrenciler gerçekten tatile girdi mi yoksa girmedi mi? Sorunun cevabını sağlıklı vermek mümkün değildir. Okul, meclis, adliye gibi kurumların yasa gereğince çalışmasını durdurduğu ya da kapalı bulunduğu döneme tatil denir. Peki, dershaneler tatile girdi mi? Ya da çocuklar tatilin ne olduğunu biliyor mu? Eskiden ve şimdi tatil kavramları aynı mı? Tatil herkes için aynı şey midir?

Gene onlarca soruyla başladım yazıma… Neden bu kadar soru soruyorum diye düşünüyorum bazen. Soru sormak felsefenin ve bilimin temelidir. Doğru soruların doğru cevapları vardır. Eğer soru yanlış ise bir cevabı yoktur!

Ben öğrenci iken tatil benim için daha zorlu bir dönemdi. Köyde yaşadığımız için tatil döneminde daha çok tarla işi yapardık. Tatil bizim için keyiften çok cefa dönemiydi. Yine de tatile girmek bize mutluluk verirdi. Akrabalarımız şehirden gelir, kuzenlerimiz ile top oynardık, uçurtma yapardık, ağaç dikerdik, düğünlere giderdik. İnsan özlüyor ne de olsa güzel zamanlardı…

Şimdilerde öğrenciler tatili dört gözle bekliyorlar. Tatil onlar için genelde kayak merkezlerine gitmek, sıcak deniz kenarları veya yurt dışı gezileri… Kime sorsam başka bir yere gideceğini anlatıyor. Nedense çok azı memlekete gitmeyi düşünüyor. Bunlar imkânı olanlar için geçerli peki ya imkânı olmayan çocuklar… Babası yine işe gidenler, evden dışarı çıkamayanlar, ailesine yardımcı olmak zorunda olan çocuklar… Bunlar için tatil demek hiç de güzel bir dönem değil gibi geliyor bana…

Ödev de tatilin olmazsa olmazı… Nedense onlarca sayfa ödev veriyoruz çocuklara… Öğrenci tatil döneminde derslerden uzak kalmasın, soru çözsün, boş durmasın… Haksız da değiller ama bence tatil böyle bir şey değil… Ödev olmalı ama daha çok araştırma, gezi, okuma veya öğrenciyi geliştirecek farklı bir uygulama olmalı diye düşünüyorum.

Düşündükçe aklıma başka öneriler de geliyor. Tatil döneminde öğrenci velilerine iş yerleri en azından iki ya da üç gün izin vermelidir. Bu izin günlerinde ücretsiz bir şekilde otobüslerden yararlanıp müzeler, tarihi yerler ve kültürel alanlar gezilmelidir. Tatil bu şekilde olunca kıymetlidir. Tatil boş boş uyumak değildir. Tatil okula ara vermektir yaşama değil…

Öğrenciler çoğu zaman şu fikirle karşıma geliyorlar. Hocam, okul iki olsa beş gün tatil olsa çok güzel olmaz mı? Düşünelim. Aklıma hemen pandemi dönemi geliyor. Evden bilgisayar başında yapılan dersler ve okulsuz geçen birkaç dönem… Tatil eğer içi dolu bir plân dâhilinde değilse birkaç gün sonra kendini tekrar eden günlere dönüşür. İnsanoğlu tembellik yapmayı sevse de çalışmak her zaman onu mutlu etmiştir. Çalışmak derken tabi ki de severek ve isteyerek yapılan çalışmadan bahsediyorum.

Ben öğrenci olsam tatil döneminde bolca kitap okurdum. Ağaç diker, çiçek ekerdim. Müzik aleti çalmayı öğrenirdim. İngilizce öğrenirdim. Akrabalarımı ziyaret ederdim. Belki de birkaç müze gezerdim. Tiyatroya ve sinemaya gitmek de gayet iyi fikir gibi duruyor. Öğrenci değilim ama bu saydıklarımdan daha fazlasını yaptım bir haftada…

Kaldı bir hafta… Benden size küçük bir tüyo… Yaşam kıymeti bilindikçe değerlenir… Uykudan uyanın ve hayatı yaşayın. Hayat üç gün: dün, bugün ve yarın…