
Zafer Çam
1 Mayıs: Bayram mı, hatırlatma mı?
Selam olsun alınteriyle yaşamı ayakta tutanlara…
Selam olsun çarkların, preslerin, makinelerin, maden ocaklarının başında sabahı edenlere…
Selam olsun emeğiyle, teriyle, bedeniyle, ruhuyla dünyayı döndürenlere.
Bugün 1 Mayıs.
“İşçi Bayramı” konulu söz.
“Meydanlar boş, makineler dolu…
İşçinin sesi hâlâ sürüyor.”
Bugün 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü.
Sözde emekçilerin, sömürülenlerin bayramı.
Gerçekte hatırlanması gereken bir acı tablo.
Meydanlar süsleniyor, kürsüler hazırlanıyor, protokoller selamlaşıyor. Ama o kürsülerde işçi yok.
O meydanlara teriyle, bedeniyle, yüreğiyle emek veren insanlar yok.
İşçi, bugün de makinenin başında.
Yerin yedi kat altında, sıcak fırınların önünde, preslerin arasında.
Bir yıl boyunca asgari ücretle hayatta kalmaya çalışan milyonlar, bugün de çalışıyor.
Çünkü onların tatil hakkı yok.
Çünkü emeği kutlamak, sermaye sahiplerinin işi olmuş.
Evet, 1 Mayıs bir bayram olarak kutlanıyor.
Ama işçilerin bayramı değil bu.
Sermayenin, düzeninin, sisteminin “göstermelik” günü.
Gerçek bir kutlama varsa, o devam etmedi.
Çünkü bayram, alınışın değersizleştiği yerde kutlanamaz.
Sistem değişti, sömürü değişmedi
Bir zamanlar ağalar vardı, şimdi patronlar.
Bir zamanlar toprak sömürürdü, şimdi makineler.
Ama ezilen değişmedi.
Hep aynı kaldı.
Bugünün işçisi, dünyanın köylüsü gibi.
Açıklık sınırının altında yaşıyor.
Geleceğini borçla kuruyor.
Gelecek tahminlerini sunamıyor.
Et, süt, yağ hayal olmuş.
Derme çatma evlerde yaşarken, sermaye sahipleri gökdelenlerde lüks içinde.
Yani sistemin adı değişti ama öz aynı: Sömürü düzeni dimdik ayaktaydı.
Meydanlarda kim var, işçi nerede?
Meydanlarda kürsülerde olanlar işçi değil.
Konuşanlar, işçilerin sesi değil.
İşçi meydanında değil, üretim bandında.
Onun adına konuşuyorlar ise çoğu zaman işçilerinin halinden bihaber.
Gerçek kutlama, işçinin alınmasının karşılığının alınması gün olur.
Gerçek bayram, emeğin başladığı gün olur.
Bugün ise sadece bir hatırlatma günü:
Unutulmuş hakların, bastırılmış seslerin, okunabilirliğin günü.
Uyan işçi kardeşim…
Ey işçi, ey emekçi…
Sen uyanmadan bu düzenli kalıyor.
Sendeki değişiklikten, ücret aramadan bayram gelmez.
1 Mayıs, bir uyanış çağıdır.
Bir hatırlatmadır: Hakkın nefesi kesildiği yerde bayram olmaz.
Ve bir sorudur aslında:
"Bu düzen kimin düzeni?
Bu bayram kimin bayramı?"
Sömürülenler var oldukça, sömüren hep var olacak.
Ne zaman dünyanın hak, adalet, İslam'ın özgürlük sisteminin hakimi olacak; o zaman köleler yıkılacaktır.
Gerçek bayram, İslam yeryüzüne hâkîm geldiğinde gelecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.