Böl, parçala, yönet

Bir hikâyenin ağır dersi…

Geniş bir çayırlıkta beyaz, siyah ve kırmızı olmak üzere üç öküz huzur içinde otluyordu.

Görünüşte dosttular, sırt sırta vermişlerdi ve birbirlerine güveniyorlardı. Ancak onlara musallat olan açgözlü bir kurt, bu birlikteliğin önünde en büyük engel olduğunun farkındaydı.

Tek başına onlarla mücadele edemeyeceğini biliyordu. Bu yüzden kurnazca bir plan yaparak, en şeytani stratejiyi devreye soktu: Böl, Parçala, Yönet!

İlk olarak siyah öküzü gözüne kestirdi. Beyaz ve kırmızı öküzlerin yanına sinsice yaklaşarak fitne ateşini körükledi:

"Arkadaşlar, bu siyah öküz sizin güzelliğinize gölge düşürmüyor mu? Bu çayır size daha çok yakışmaz mı? Bırakın, onun icabına ben bakayım! Siz de huzur içinde otlamaya devam edin."

Aklı ve basireti kısa olan iki öküz, kurdun sözleri karşısında hiç düşünmeden bu ihaneti kabul etti. O andan itibaren siyah öküz ölümünü imzaladı, kurt onu paramparça edip mideye indirdi.

Aradan günler geçti. Kurt, bu kez kırmızı öküzün kulağına fısıldadı: "Beyaz öküz kendini beğenmiş, burnu büyük. Beni hiç beğenmiyor. Onun icabına bakarsam çayırlar senin olur.

Ne dersin?" Kırmızı öküz bu sözlere kanarak, dostunu da kaybetti. Beyaz öküz de kurdun kanlı dişleri arasında can verdi.

Derken, yalnız kalan kırmızı öküz fark etti ki, aslında o o gün ölmüştü. Siyah öküzün katiline razı olduğu, beyaz öküzün ölüşünü izlediği gün, o da kendi sonunu hazırlamıştı.

Ancak iş işten geçmişti. Kurt, en baştan beri tasarladığı gibi, onu da parçalayarak afiyetle yedi. Bu hikâye sadece bir masal değil, aynı zamanda hayata derinden işlenmiş bir gerçektir.

Tarih boyunca böyle olmadı mı? Toplumlar, milletler, dostlar, aileler, hatta aynı evde büyümüş kardeşler... Hepsi bölünmeye, parçalanmaya çalışılmadı mı?

Fitnenin bıçağı en keskin silahtır. Dostunu satan, sırasını bekleyen bir kurban olmaktan başka bir şey değildir. Düşmanın ilk hamlesi her zaman "bizden olmayan" diyerek birini harcamamızı istemektir.

Ancak bilmiyoruz ki; o ilk harcanan kişi, aslında bizim geleceğimizin, birliğimizin ve güvenliğimizin kilit taşıdır. Bugün, çevremize dikkatlice bakalım.

Fitne nerede? Birliğimize gölge düşürmeye çalışan kim? Kurt hangi kılığa girdi? Kim dostu kime kışkırtıyor? Ve en önemlisi, biz, siyah öküzün başına geleni görmezden gelenlerden mi olacağız?

Yoksa bu sinsi düzeneğin farkında olup, "bölünmeyeceğiz!" diyebilecek kadar cesur mu olacağız? Tarih, ibret almayanlar için tekerrür eder. O halde biz bu hikâyeyi unutmayalım.

Birbirimizi satmadıkça, bölünmedikçe, kırılmadıkça, en önemlisi de dostlarımızın yanında durdukça, kurda yem olmayacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zafer Çam Arşivi