Çocuk Cinayetleri ve İdam Meselesi

Diyarbakır'da kaybolan 8 yaşındaki Narin'den acı haber geldi. 21 Ağustos'tan bu yana aranan Narin Güran'ın cansız bedeni köyün bir buçuk kilometre uzağındaki Eğertutmaz deresinde bulundu.

Ülkemizde kronik bir hal almaya başlayan çocuk cinayetleri ve cinsel istismar olaylarıyla alakalı olarak düşüncelerimi ve çözüm önerilerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gördüğümüzde vicdanlarımızı parçalayan, gönüllerimizi kanatan bu hadiseler son dönemlerde daha da sıklaşmaya başladı. Bu artışın nedeni takdir edersiniz ki bu olaylara karşı caydırıcı tedbirler, etkin önlemler alamamaktan kaynaklanıyor. Hukuk sistemimizin bu tür hadiselere karşı yetersiz kalmasını bu olayların önünü açan en büyük etmen olarak görüyorum.

Bu tür hadiseler ne zaman yaşansa kamu vicdanı haklı olarak “idam” naraları atmaya ve hükümet edenlere idam cezasını geri getirmek yolunda tepki göstermeye başlıyor. En başından açıkça ifade etmek isterim ki benim de bu hadiselerle alakalı en etkin çözüm yolu olarak gördüğüm ceza idam cezasıdır. Ancak açıkça görülmektedir idam hususunda milletin talebi milletin meclisinde mâkes bulamamaktadır. Siyasi partilerden birkaçı dışında tamamı gerçekleşen bu olaylarla alakalı vebal altında olduklarını unutmamalıdırlar. Belki belli siyasi saiklerle yaptıkları bu kulak tıkamaya şöyle bir çözüm getirebilirler; milletvekilleri, iki dudakları arasında oldukları genel başkanları değil vicdanlarını dinleyerek mecliste usül dışı bir oylamaya gitsinler ve vicdanlarına, istismara uğrayan benim çocuğum olsaydı ne tür bir ceza verilmesini isterdim diye sorsunlar, oylarını öyle kullansınlar. Ya da iktidar-muhalefet ayırmaksızın daima milli irade vurgusu yapan partiler idamla ilgili yasa tasarısını referanduma sunsunlar ve kararı aziz milletimiz versin. Milli iradeden bahsederek milletin taleplerinden kaçmak, kaçmıyor gibi görünüp top çevirmeyi de bu olaylar karşısındaki samimiyetlerini ölçmek üzere feraseti siyasilerden keskin aziz milletimizin vicdanlarına havale ediyorum.

Çakma insan hakları savunuculuğuyla bu cezaya karşı olduğunu belirten tatlı su kurnazları içinde elbette söyleyeceğimiz şeyler var. 3-5 yaşında bir çocuğa tecavüz edip öldüren sapık bir cani için yükselttiğiniz sesinizi katledilen veya istismara uğrayan çocuklar için de yükseltmenizi bekliyoruz! Olayları tamamen ajite ederek hain ve kalleş darbe yönetimlerinin haksız idamlarını gerekçe gösterip bu cezanın geri dönüşü yok diyerek idama karşı çıkmanızın gerçekçilikten uzak olduğu açıktır. Eğer böyle bir hassasiyetiniz varsa cezaevlerinde suçsuz yere yılları heba edilen insanları gerekçe göstererek cezaevlerini kapatma fikrini de makul buluyor olmanız gerekir. Maksatlı bir tutumun ortaya attığı düşüncelerin millet nezdinde kıymeti harbiyesi olmadığı açıktır.

Önemli olanın suçluyla suçsuzu keskin bir çizgiyle ayırt edebilecek bağımsız ve tarafsız bir hukuk sistemi oluşturmakta olduğunu göremeyecek kadar kör olanlar abalıyı idam cezası olarak seçmişlerdir.

Suç kapsamının katı bir şekilde konulması gereken idam cezası milletimizin kahir ekseriyetinin de üzerinde ittifak ettiği çocuk katilleri, tecavüzcü sapıklar ve bizzat eylemin içinde bulunmuş teröristler için geri getirilmelidir. Sınırlı bir alanda uygulanması gereken bu cezanın mahiyetinin anayasada açıkça ortaya konulması bu tatlı su kurnazlarının seslerinin kesilmesi için de yeterlidir.

Şu anda Türk milletinin en önemli beklentilerinden biri haline gelen bu teklifin bir an önce meclise taşınması dileğiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Alperen Aydın Arşivi