Sevgili Ankara Ulus Gazetesi okurları son günlerde canımı sıkan bir konuyu sizinle paylaşmak istiyorum.

Birkaç gün önce bir Düzce'nin Akçakoca ilçesinde yaşanan olay beni gerçekten üzdü. Hatırlarsanız bir yazlık sitede, site sakini bir hanım haşema ile havuza girmek istiyor fakat yönetici denet bir zavallı izin vermiyor.

Bunun üzerine o site sakini hanım haşemayla havuza girmesine izin verilmediği gerekçesiyle şikayette bulunuyor. O yönetici gözaltına alınıyor ve hemen adli kontrol şartıyla serbest bırakılıyor.

Neresinden tutarsanız tutun tam bir yüz karası karar benim nazarımda. Bir kadını taciz edeceksin ve ona haşema ile havuza girmesine izin vermeyeceksin sonra hemen serbest kalacaksın yazık ki gerçekten çok yazık. Adalet te havuzda boğulmuştur bu kadar basit ve net.

Kendilerine gelince özgürlük diyerek yırtınanlar kapalı bir hanıma gelince senin özgürlüğün bizim olduğumuz yerde biter diyecek kadar fütursuzlaşabiliyor ne acı değilmi?

Özgürlük naraları atıp seçimde ilk parti olduk diyerek, kendilerini halktan üstün görenler ilk fırsatta kapalı hanımlara gerekli muameleyi hemen gösterip kendilerinin ikinci sınıf vatandaş olduğunu gösterdiler.

Demek ki bunlar iktidar olsa inanın namazını kılan, haşema ile denize giren Müslümanlara nefes aldırmayacaklar. Ben buna artık inanmaya başladı. Özgürlük, demokrasi ve eşitlik naralarının tamamı yalandır daha ötesi yoktur nazarımda.

Bu zihniyet hiç değişmedi, değişmeyecek bunu artık iyice anladım ama anlamayan bunlara oy verip ilk parti yapanlar umarım bundan sonraki seçimlerde ne yaptıklarının farkına varırlar. Yoksa nefes alamayacak duruma gelecekler.

Yahu sen havuza, denize neredeyse yarı çıplak giriyorsun ben sana karışmıyorum da, sen neden benim denize ve havuza hangi kıyafetle gireceğime karışıyorsun. Bu hakkı kendinde nasıl görüyorsun, bu hakkı sana kim veriyor?

Sizin ar damarınız çatlamış onu anladık ta, herkesin sizin gibi olmasını isteme gibi bir hakka nasıl oldunuz? Senin ne halin varsa gör bana neden karışıyorsun? Sen kimden yetki aldın, kimden emir aldın ki milletin nereye hangi kıyafetle gideceğine karar veriyorsun bre zavallı.

Birisi çıkar Kur’an-ı Kerim’in kadınlar örtünsün ayetine saçmalık der, haddini aşar ve Müslümanlara hakaret eder, kimi çıkar buraya türbanlılar giremez der, kimi de çıkar burası laik bir ülke benim yaşam hakkıma saygı göstereceksin der.

Bu yaşam hakkıma saygı göstereceksin diyenler de kendini bilmez ve beş para etmez tayfadır. Kendi yaşam hakkına saygı istiyorsun ama kapalı kadınlara yaşam hakkı tanımıyorsunuz? Onların özgürlüğüne sonuna kadar engel oluyorsunuz. Sonra da kalkıp haktan, hukuktan bahsediyorsunuz. Allah sizi bildiği yapsın ne diyeyim.

Kahraman Türk kadınını ne hallere soktunuz onun bile farkında değilsiniz. Kurtuluş Savaş döneminde cepheye sırtında top mermisi taşıyan kucağında bebeği, başında kara çarşafı olan annelerimizin kemiklerini sızlattığınızı biliyor musunuz?

O annelerimizin hakkını bugün havuza haşema ile sokmayan bu zihniyet nasıl ödeyecek bilmiyorum. Zaten ülkemizde başın kapalı oldu mu hayata bir adım geriden başlıyorsun ve bunu neredeyse ömrün boyunca kıramıyorsun.

Bu zihniyet sanıyor ki biz birinci parti olduk diye her türlü tahakkümü kendinde buluyor. Merak etmeyin siz böyle devam edin gerçek Müslümanlar, bu ülkenin gerçek sahipleri olan Anadolu insanı size gerekli dersi ilk seçimde verecektir içiniz rahat olsun.

Şimdi bu gaddarlığın, bu aymazlığın ve hadsizliğin keyfini çıkarın, yarın ilk seçimde yine eski oy oranınıza döndüğünüzde ben sizin gerçekten ne kadar ikiyüzlü olduğunuzu bir kez daha göreceğim.

Kendilerine demokrat diyenler, başını örtenlerin demokrasi hakkını elinden almanın bedelini illa ki ödeyecekler buna da inanıyor sağlıklı günler diliyorum.