Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 10 Aralık 2024 tarihinde Salı günü açıklanan işsizlik rakamlarının detaylarına göre, işsizlik oranı Ekim ayında bir önceki aya göre 0,1 puan artış yaşadı. Yüzde 8,8 oranında gerçekleşen işsizlik oranına göre; işsiz vatandaş sayısının bir önceki aya göre 61 bin kişi arttığı ve 3 milyon 175 bin kişi olduğu da ortaya çıktı.

İşsizlik rakamlarının, bir önceki aya artmasındaki en büyük etken ise “asgari ücret” oldu. Personel giriş – çıkış işlemlerinin en çok yapıldığı ay olarak bilinen bu dönemlerde elbette işsizlik rakamları yüksek çıkacaktı.

Ancak, gerçekten asgari ücret beklentisinin yüksel olması fakat beklentilerin gerçekleşmemesi durumunda, temelli şekilde işten çıkarılma gibi durumlar yıl ortasına kadar devam edecektir.

Bu konuda işverenleri destekleyecek bir asgari ücret üzerinde hem fikir olunması, vatandaşların da geçimlerini sağlayabilmeleri kapsamında çok önemlidir.

Bu yüzden asgari ücret ne olur ise olsun, vatandaşın cebini üzmeyen ve işvereni pas geçen bir sistem üzerinde düşünceler paylaşılmamalıdır. İşverene ne kadar destek olunur ise, işçiye gidecek maaş ve prim düzeneği de bu yönde artış yaşayacaktır.

Elbette yaşanacaklar sadece bununla da sınırlı değil.

Günümüzde herkes geçim derdinde olmasından dolayı; asgari ücrete yapılacak bir prim iyileştirmesi, bir işveren desteği, işçinin maaşına direkt olarak etki edebileceği gibi; üretim, pazarlama, ithalat ve ihracat düzeylerinde de verimli bir sisteme geçilmesinde büyük rol oynayacaktır.

Ne kadar ekmek, o kadar köfte anlayışından yola çıktığımız da bunun daha gerçek örneklerini iş gücü piyasasında görebiliriz.

İşçi motivasyonu, işveren motivasyonundan geçer. Bu durum da asgari ücrete yapılacak iyileştirmeler, prim avantajları ve ödenekler gibi sistemler gidilecek yolu belirler.

Umarım asgari ücret pazarlığında önemli adımlar atılarak, işsizlik rakamları gölgesinde asgari ücret iyileştirmeleri yapılabilir.

Ülkemiz sadece ithalat ve ihracat pazarında değil, iç pazarda da kendini kanıtlamıştır. Yerli üretim potansiyeli bu denli yüksek olan bir ülkenin vatandaşlarına yapılacak en güzel iyilik; işvereni ve işçiyi düşünmek olacaktır.

İşsizlik rakamlarının düştüğü, geçim davasının yok olmasa da azaldığı günlerde hep mutlu bir Türkiye mümkündür.